Esas No: 2015/328
Karar No: 2015/779
Karar Tarihi: 06.05.2015
Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan - Yargıtay 21. Ceza Dairesi 2015/328 Esas 2015/779 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 01.04.2014 tarih 2013/9-452 Esas, 2014/153 Karar sayılı kararında ayrıntılı olarak açıklandığı üzere 5237 sayılı TCK"nun 206. maddesindeki resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan suçunun oluşması için yalan beyanın resmi belge düzenleme yetkisine sahip kamu görevlisine yapılmış olması gerekmektedir. Resmi bir belgenin düzenlenmesi sırasında beyanda bulunacak kişinin gerçeği söyleme zorunluluğu vardır. Kişinin beyanı üzerine düzenlenen resmi belgenin, bu beyanın doğruluğunu ispatlayıcı nitelikte olması, bir başka ifadeyle beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılmasının zorunlu olmaması şarttır. Aksi halde yani kişinin beyanı yeterli olmayıp, bu beyanın doğruluğunun kamu görevlisi tarafından araştırılması zorunluysa ve bu araştırma sonunda bildirimin gerçeğe uygun olmadığı belirlenirse; kişinin beyanına itibar edilemeyeceğinden ve kişinin beyanını içeren belge, ispat aracı olarak kullanılamayacağından, anılan maddedeki suç oluşmayacaktır. Bununla birlikte suçun oluşması için sanığın beyanda bulunması yeterli olmayıp sanığın beyanı üzerine kamu görevlisi tarafından bir belgenin de düzenlenmesi gerekmektedir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun "Kimliği bildirmeme" başlığını taşıyan 40. maddesinin birinci fıkrası ise; "Görevle bağlantılı olarak sorulması halinde kamu görevlisine kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınan veya gerçeğe aykırı beyanda bulunan kişiye, bu görevli tarafından elli Türk Lirası idari para cezası verilir" hükmünü içermektedir. Bu kabahat fiili ile 5237 sayılı TCK"nun 206. maddesinde düzenlenen suç arasındaki fark, beyanın resmi belge düzenlenmesi sırasında yapılıp yapılmadığıdır. Kamu görevlisinin görevi nedeniyle resmi belge düzenlediği sırada yalan beyanda bulunulması halinde TCK"nun 206. maddesi uygulanacaktır. Resmi belge düzenlenmesi sırasında olmayıp da kamu görevlisince kamu görevinin gereği gibi yerine getirilebilmesi için sorulması durumunda, kimliği veya adresiyle ilgili bilgi vermekten kaçınılması veya gerçeğe aykırı beyanda bulunulması halinde, ilgili hakkında Kabahatler Kanunu"nu 40/1. maddesi uyarınca idari para cezası verilmesi gerekecektir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; olay tarihinde görevli polis memurları tarafından durumundan şüphelenilerek, kimlik kontrolü yapılmak istenmesi nedeniyle üzerinde kimlik bulunmadığını beyan eden sanığın kimliği sorulduğunda görevlilere ... isimli kişinin kimlik bilgilerini vermesine karşın, bu beyan yeterli görülmeyip gerçek kimliğinin tespiti amacıyla parmak izinin alınması sonrasında yapılan karşılaştırmada gerçek kimliğine ulaşılması şeklinde gerçekleşen olayda, sanığın yalan beyanı üzerine sahte ... adına düzenlenmiş resmi belge olup olmadığı hususunun araştırılmasından sonra Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun yukarıda içeriği kısmen açıklanan kararı ışığında sanığın eyleminin 5237 sayılı TCK"nun 206. maddesi kapsamında olup olmayacağı yeniden değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.