Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/155 Esas 2010/4394 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2010/155
Karar No: 2010/4394
Karar Tarihi: 14.4.2010

Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2010/155 Esas 2010/4394 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

6. Hukuk Dairesi tarafından verilen bir karar incelenmiştir. Davacı bir tahliye davası açmıştır ve mahkemece davası reddedilmiştir. Davacı temyiz etmiştir. Temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkin bu davada, Borçlar Kanunu’nun 260. maddesi gereği istenen kira parasının muaccel olması, ihtarname ile verilen 30 günlük süre içinde ödenmemiş bulunması ve ihtarnamede verilen süre içinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekmektedir. Olayda, davacı kira bedeli için icra takibi yapmıştır ve davalı 30 günlük yasal süre geçirildikten sonra kira bedellerini ödemiştir. Taraflar arasında kira sözleşmesinin gerçek iradelerine uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği noktasında uyuşmazlık vardır. Davalı sözleşmenin resmi kurumlara verilmek amacıyla düzenlendiğini savunmuştur. Mahkeme, uyuşmazlığın taraflar arasında mevcut ve imzaları inkar edilmeyen kira sözleşmesine göre çözümlenmesi gerektiği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar vermiştir. Ancak, bu kararın hatalı olduğu ve taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık ilişkisi olduğu gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kararda geçen kanun maddeleri Borçlar Kanunu’nun 260. maddesi ve HUMK’nun 428. maddesidir. Borçlar Kanunu’nun 260. maddesi temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkin şartları belirtirken, HUMK’nun 428. maddesi ise kararın bozulması durumunu açıklamaktadır.
(Kapatılan) 6. Hukuk Dairesi         2010/155 E.  ,  2010/4394 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
    Uyuşmazlık, temerrüt nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmesi üzerine, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Borçlar Kanunu’nun 260. maddesi hükmü uyarınca temerrüt nedeniyle tahliyeye karar verilebilmesi için istenen kira parasının muaccel olması, bu kira bedelinin ihtarname ile verilen 30 günlük süre içinde ödenmemiş bulunması ve ihtarnamede verilen süre içinde kira parasının ödenmemesi halinde akdin feshedileceğinin açıkça belirtilmesi gerekir.
    Olayımıza gelince; davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.01.2009 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, kira sözleşmesinin tarafların gerçek iradelerine uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği noktasında toplanmaktadır. Davacı, 2009 yılı Ocak-Mayıs arası aylar kira parasının zamanında ödenmemesi nedeniyle Bursa 11. İcra Müdürlüğü’nün 2009 / 9136 sayılı dosyası ile yaptığı icra takibinde 2009 yılı 0cak-Mayıs ayları ve sözleşme gereği muaccel hale gelen Haziran-Aralık 2009 arası aylar kira parasının tahsilini istemiştir. Davalı, 29.05.2009 tarihinde tebliğ edilen ödeme emrine itiraz etmemiş olup 30 günlük yasal süre geçirildikten sonra 01.07.2009 tarihinde takibe konu kira bedellerini icra dosyasına ödemiştir. Davacı, kira sözleşmesinin tarafların gerçek iradelerine uygun olarak tanzim edildiğini ileri sürmüş davalı ise kira sözleşmesinin resmi kurumlara verilmek amacıyla düzenlendiğini, gerçekte davacının dava konusu kiralananı, kendisinin de emeğini biraraya getirerek adi ortaklık kurduklarını, takibe konu kira parasını icra tehdidi altında ödediğini savunmuştur. Davalı savunmasını destekleyen yazılı delil ibraz edememiş olup davacının 21.05.2009 tarihli karakol ifadesinde de savunmasını doğrulayan beyanlara rastlanmamıştır.Bu durumda mahkemece, uyuşmazlığın taraflar arasında mevcut ve imzaları inkar edilmeyen kira sözleşmesine göre çözümlenmesi gerekirken taraflar arasındaki ilişkinin adi ortaklık ilişkisi olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 14.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara