Esas No: 2013/20897
Karar No: 2013/30092
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/20897 Esas 2013/30092 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı şirket, davalı ile aralarında taşınmaz satışından önce 21/03/2012 tarihinde “Taşınmaz alım satış sözleşmesi” adı altında noter tasdiksiz satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, 160.000 TL bedelli çekin davalıya iyi niyetle teminat olarak verildiğini ve taşınmazın satın alınması ile davalıya hissesine düşen bedelin ödenmesine rağmen teminat alarak verilen çekin kendilerine iade edilmemesi nedeniyle dava konusu çek bedelinden dolayı borçlu olmadıklarının tespitini talep etmiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece “davanın kabulüne” karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında;açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bu hükümler kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Anılan yasal düzenlemeler dikkate alındığında somut olayda, mahkeme kararının hüküm fıkrasının 3. Bendinde “Davacı tarafından bu dava sebebiyle yapılan 49,00 TL giderin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı yanca yatan gider avansından bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesine müteakip talebi halinde kendisine iadesine” karar verildikten sonra 5. Bendinde “Davacı tarafından yapılan masrafların kendisi üzerinde bırakılmasına” denilmek suretiyle aynı hüküm içinde tereddüt ve çelişkiye düşülmüştür. Öyle olunca mahkemece az yukarıda açıklanan yasa hükümleri doğrultusunda, hüküm fıkrasının tereddüde mahal bırakmayacak ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde açıklanarak yeniden bir karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 3.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.