Esas No: 2013/17477
Karar No: 2013/30078
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/17477 Esas 2013/30078 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı şirket, davalıya ait bir dairenin satışıyla ilgili davalıya tellallık hizmeti sunduğunu bunun karşılığında evin satıldığını ve kazandığı tellallık ücretinin davalı tarafından ödenmemesi üzerine davalı aleyhine ... 3.İcra Müdürlüğünün 2010/15028 Esas sayılı dosyası ile 07/01/2010 tarih 916237 seri nolu faturaya dayanarak icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı ile takibin durduğunu, davalının yapmış olduğu haksız itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Eldeki dava, itirazın iptali davasıdır. Davacı şirket, davalıya ait taşınmazın satımına aracılık etmek amacıyla taraflar arasında 23/01/2010 tarihli Taşınmazın Satılması/Kiralanması Hakkında Aracılık Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşme çerçevesinde aracılık hizmetini sunmasına rağmen davalı tarafından komisyon bedelinin ödenmediği gerekçesiyle yapmış olduğu icra takibine davalının itirazının haksız olduğunu belirterek bu davayı açmıştır. Davalı cevap dilekçesinde; “davacının gayrimenkulün satışıyla ilgili hiçbir katkısının olmadığını, gayrimenkulün satımının tamamen kendisi tarafından yapıldığını, davacının yapmadığı satıştan pay istemesinin kanuna ve iyiniyet ilkelerine aykırı olduğunu” belirtmiştir. Mahkemece yapılan inceleme sonucunda; “dava ve takip konusu olan ve davacı şirketin davalı adına düzenlemiş olduğu 07/07/2010 tarih 916237 numaralı KDV dahil 2.500,00 TL bedelli kapalı faturanın davacı şirketin 2010 yılı yevmiye defterinde peşin satış olarak kayıtlı olduğu, dolayısıyla davacı şirketin kendi defter kayıtlarına göre davalıdan her hangi bir alacağının bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yukarıda ifade edildiği üzere davalı tarafından gerek cevap dilekçesinde, gerekse yargılama sürecinde faturaya ilişkin ödeme yapıldığına dair herhangi bir savunma ya da beyan yoktur. Aksine davacı şirketin, hizmet bedelini hak etmediğini, satışın kendisi tarafından yapıldığını, satış işlemi için davacının herhangi bir katkı sağlamadığını belirtmiştir. Hal böyle olunca öncelikle, davalının beyanları çerçevesinde dava konusu komisyon bedelinin ödenmediği kabul edilerek davalının savunması üzerinde durulması ve delillerin toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Yanlış değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 03.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.