Esas No: 2012/5685
Karar No: 2012/11604
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/5685 Esas 2012/11604 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... Köyünde 5304 sayılı Kanun ile değişik 3402 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılan kadastro çalışmalarında orman alanlarının kısmî ilâna çıkartıldığını, ... Köyü sınırları içinde bulunan 123 ada 1 nolu orman parseline bitişik olan ve 101 ada olarak belirtilen alan içinde kalan yerin, kısmen veya tamamen orman sınırı içinde kalması gerekirken, orman sınırları dışında bırakıldığını ileri sürerek, işlemin iptali ile davalı yerin ormana dahil edilerek orman sınırının yeniden tespit edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Dava konusu taşınmaz, kadastro mahkemesinde davalı olduğundan, malik hanesi açık olarak tesbit edilerek tutanağı gönderilmiş; mahkemece, çekişmeli 101 ada 15 nolu taşınmaz hakkında tefrik kararı verilerek yargılamasına bu dosyada devam olunmuştur.
Yapılan yargılama sonunda mahkemece; çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine ve 101 ada 15 nolu 5584,60 m2 yüzölçümlü taşınmazın ½ hisse ile davalılar ... ve... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmış, çekişmeli taşınmaz orman sınırları dışında bırakılmıştır.
1) İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, çekişmeli taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, davacı ... Yönetiminin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Hazinenin temyiz itirazlarına gelince; her ne kadar, mahkemece; davanın reddine ve çekişmeli 101 ada 15 parsel sayılı taşınmazın davalı İsmet ve Hüseyin Üyüm adlarına tapuya tesciline karar verilmiş ise de zilyetliğe ilişkin yapılan inceleme ve araştırma hükme yeterli değildir. Şöyle ki; çekişmeli taşınmazın kadastro tutanağının malik hanesi açık bulunduğundan, 3402 sayılı Kanunun 30/2. maddesi gereğince tarafların gösterecekleri deliller ile mahkemece resen lüzum görülen diğer deliller de toplanıp, dava konusu taşınmazın gerçek hak sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekir. Keşifte dinlenen yerel bilirkişi, taşınmazın, ... ve
..."e ait olduğunu, ölünce mirasçılarına geçtiğini, 8-10 yıldır kullanılmadığını belirtmiş, tespit bilirkişisi de benzer beyanda bulunmuştur. Mahkemece, taşınmazın terk edilip edilmediği araştırılarak, usûlünce zilyetlik araştırması yapılması gerektiği halde yapılmamış, çekişmeli taşınmazın edinme sütununda ismi geçen ... ve ... mirasçıları karar başlığında gösterilmemiştir.
O halde; mahkemece, tarım uzmanı bilirkişi olarak bir ziraat mühendisi bilirkişi ile yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp taşınmazın zilyetlikle kazanılacak kültür arazisi olup olmadığı yönlerinde duyurucu rapor alınmalı, taraf tanıkları ve yerel bilirkişiler dinlenerek, taşınmazın öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmeli, zilyetliğin terk edilip edilmediği araştırılmalıdır. 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, tapu ve ilgil kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; davacı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; davalı Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 16.10.2012 günü oy birliği ile karar verildi.