Esas No: 2012/9724
Karar No: 2012/11530
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/9724 Esas 2012/11530 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 15.09.2010 tarihli dilekçesiyle, ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkiinde bulunan ve orman yönetimince 2125 poligon olarak tespit edilen ve tahminen 4 dönüm miktarındaki gayrimenkulün orman olarak bırakıldığını, ancak; bu taşınmazın dedelerinden kendisine intikal ettiğini ve taşınmazın orman niteliğini kaybettiğini iddia ederek, yaklaşık 4 dönüm miktarındaki taşınmazın 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılmasına ve Hazinece bu taşınmaz satışa çıkarıldığında kendisinin adının yazılmasına karar verilmesi istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, davacını dava ettiği ve bilirkişi raporlarına ekli krokide (A) ile gösterilen 4095,11 m² taşınmazın 1965 yılında yapılan orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı ve 1988 yılında yapılan 2/B madde uygulamasında taşınmaz üzerinde 2/B madde uygulaması yapılmadığını ve taşınmazın halen orman kadastro sınırları içinde kaldığı, taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmediği ve taşınmazın 2/B madde kapsamında kalan arazi olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalan taşınmazın 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulamasıyla Hazine adına orman kadastro sınırları dışına çıkarılmasına ve davacı kişi lehine kullanım şerhi verilmesi istemlerine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1965 yılında yapılan orman kadastrosu ile 15.12.1989 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması vardır.
Mahkemece verilen karar, usûl ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki, kadastro mahkemesinin görevi, kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur. Başka bir anlatımla; 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin 4. fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin yetkisi, kadastro tutanağının düzenlendiği günde başlar. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili iddiaların (davaların) genel mahkemede görülmesi gerekir. Tutanak kesinleştikten sonra kadastro mahkemesinin görevi sona erer. Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin olup, yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilmesi de zorunludur.
Somut olayda, yörede 3402 sayılı Yasanın (5831 sayılı Yasanın 8. maddesi ile eklenen) Ek 4. maddesi gereğince yapılan kulanım kadastrosu sırasında davacının dava ettiği ve fen bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen 4095,11 m² taşınmaz hakkında tutanak düzenlenmediği mahkemece mahallinde yapılan keşif ve uygulama ile belirlenmiştir. Bu durumda, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, davanın esası hakkında karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 15/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.Başkan