Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/1553 Esas 2022/13682 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/1553
Karar No: 2022/13682
Karar Tarihi: 06.10.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/1553 Esas 2022/13682 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararı temyiz edilmiş, yapılan inceleme sonucunda özel belgede sahtecilik suçu yönünden verilen mahkumiyet kararında sanık hakkında uygulanan tekerrür hükümlerinin yasaya aykırı olduğu ve düzeltilerek onanması gerektiği belirtilmiştir. 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçu yönünden verilen mahkumiyet kararında ise eksik araştırma yapılarak hüküm kurulduğu, suça konu kaçak eşyanın müsaderesi gerektiği, katılma hakkı bulunmayan kurumun davaya katılan kabul edilmesi gerektiği ve sanığın cezasında tekerrür hükümlerinin yanlış uygulandığı belirtilerek kararın bozulması gerektiği vurgulanmıştır. Kanun maddeleri olarak TCK'nun 58. maddesi, 5237 sayılı TCK'nun 54/4. maddesi, 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesi, 5/2. maddesi, 13/1. maddesi, 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi, 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası, CMK’nun 251/1. maddesi ve Anayasa'nın 38. maddesi, 7188 sayılı Yasanın 31. maddesi ile eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendi gösterilmiştir.
7. Ceza Dairesi         2021/1553 E.  ,  2022/13682 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    I- Sanık hakkında özel belgede sahtecilik suçu yönünden verilen mahkumiyet kararına yönelik yapılan incelemede;
    Sanık hakkında hem adli para cezası hem de hapis cezası verildiği ve adli para cezaları için TCK'nun 58. maddesine göre tekerrür hükümleri uygulanamayacağı halde tekerrür hükümleri uygulanmasına karar verilirken hiçbir ayrım yapmaksızın sanığın cezasının TCK'nun 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,
    Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükmün bozulmasına, ancak bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 322. maddesi uyarınca, Hükmün tekerrüre ilişkin kısmında bulunan "cezasının" ibaresinden önce gelmek üzere "hapis" ibaresinin eklenmesine ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
    II- Sanık hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçu yönünden verilen mahkumiyet kararına yönelik yapılan incelemede;
    1)Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası kapsamında ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    2) 28.06.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde yapılan değişiklik öncesi anılan maddede öngörülen hapis cezası üst haddinin 2 yıl olduğu gözetilerek;
    Anayasa Mahkemesi'nin 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile 17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesinde hüküm altına alınan basit yargılama usulüne ilişkin aynı Yasanın geçici 5/1-d bendinde yer alan “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmesi, aynı şekilde 16.03.2021 tarihli, 31425 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 14.01.2021 tarih ve 2020/81 E., 2021/4 K. sayılı kararı ile yargılama aşamasında olup, henüz kesinleşmiş hükümle sonuçlanmamış dosyalar yönünden, ceza miktarı üzerinde fail lehine etki doğuracağı, bu nedenle belirli bir tarih itibariyle hükme bağlanmış olan dosyalarda basit yargılama usulünün uygulanmamasının Anayasa'nın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle 7188 sayılı Yasanın 31. maddesiyle eklenen Geçici 5. maddenin (d) bendinde yer alan "...hükme bağlanmış..." ibaresinin iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK'nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca sanığın eyleminin “Basit Yargılama Usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    2)Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
    Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 26.11.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 29.01.2015 olduğu,
    Temyiz edilmeden kesinleşen Biga Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2013/208 Esas ve 2014/31 Karar sayılı dosyasının suç tarihinin 21.11.2012, iddianame düzenleme tarihinin ise 26.04.2013 olduğu,
    Bu dosyalardaki eylemlerin benzer suç vasfına yönelik olduğu gözetilerek suç tarihine ve işlenen suçun niteliğine göre adı geçen sanığın eylemlerinin TCK'nun 43. maddesi kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların incelenmesi, kesinleşmiş ceza var ise mahsup edilip edilmeyeceği hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    3)Sanık hakkında hem adli para cezası hem de hapis cezası verildiği ve adli para cezaları için TCK'nun 58. maddesine göre tekerrür hükümleri uygulanamayacağı halde tekerrür hükümleri uygulanmasına karar verilirken hiçbir ayrım yapmaksızın sanığın cezasının TCK'nun 58. maddesi uyarınca mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,
    4)Suça konu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi yollamasıyla 5237 sayılı TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    5)Ele geçen eşyanın niteliğine göre suçtan doğrudan zarar görmeyen ve katılma hakkı bulunmayan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu'nun davaya katılan olarak kabul edilmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 06/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara