Esas No: 2013/17447
Karar No: 2013/29833
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/17447 Esas 2013/29833 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, emlak komisyoncusu olduğunu, davalı ile 01.02.2010 tarihli komisyon akdi imzalattığını, bu sözleşmeye göre, satıştan cayılması halinde satış bedelinin %3" üne tekabül eden meblağı tellaliye ücreti olarak (alıcı %3, satıcı %3 olmak üzere ) ayrı ayrı ödemeyi tarafların kabul ve taahhüt ettiğini, davalının taşınmazı satın almaktan vazgeçtiğini ileri sürerek satış bedeli üzerinden hesaplanan tellallık ücretinin tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen hüküm dairemizce bozulmuş, bu kez davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki 2. nolu bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Her ne kadar mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de; Taraflar arasında Borçlar Kanununun 404. maddesine uygun olarak yazılı şekilde yapılmış olan 01.02.2010 tarihli komisyon akdi gereğince, davalı tarafından taşınmazın satış bedelinin %3’ü oranında tellallık ücretinin ödenmesinin taahhüt edildiği anlaşılmaktadır. Davalının, taşınmazı satın almaktan vazgeçmiş olması nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin toplam %6’sı oranında tellallık ücretinin %3’ü, davalı alıcı tarafından ödemesi gereken tellallık ücreti olup, davalının alıcı sıfatıyla sözleşme gereğince üstlendiği ücreti ödemekle yükümlü olduğunda duraksama olmamalıdır. Bunun dışında satış bedelinin geri kalan %3’ü oranındaki kısmının ise cezai şart niteliğinde bulunduğunun kabulü gereklidir. Davalı tacir olmadığından, BK.nun 161/son maddesi gereğince cezai şartın fahiş olması halinde ise tenkisi gereklidir. Ceza koşulunun fahiş olup olmadığı, tarafların iktisadi durumu, özel olarak borçlunun ödeme kabiliyeti ile beraber, borçlunun borcunu yerine getirmemiş olması nedeniyle sağladığı menfaat, kusur derecesi ve borca aykırı davranışın ağırlığı ölçü alınarak tayin edilmeli ve hüküm altına alman ceza miktarı, hak, adalet ve nesafet kurallarına uygun olarak tespit edilmelidir. Dava konusu olayda, tüm bu olgular dikkate alındığında, cezai şartın fahiş olduğunun kabulü gerekir. O halde, taşınmazın satın alınmasından vazgeçilmesi nedeniyle sözleşmede öngörülen ve dava konusu yapılan satış bedelinin %6’sı oranındaki kararlaştırmanın %3’ünün ödenmesinin yanında geri kalan %3’ü oranındaki cezai şarttan da BK".nun 161/son maddesi gereğince indirim yapılarak davalının sorumlu tutulması gereken miktar belirlenip, hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken mahkemece az yukarıda yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
SONUÇ:Birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 02.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.