Esas No: 2013/19580
Karar No: 2013/29808
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/19580 Esas 2013/29808 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile yapılan tüketici kredisi sözleşmesine göre davalı tarafından kullanılan kredi bedelinin ödenmemesi nedeniyle, bu alacağın tahsili amacıyla icra takibi yaptıklarını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu belirterek; icra takibine vaki itirazın iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece muacceliyet ihtarnamesinin usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmemesi nedeniyle 4077 sayılı yasanın 10/3. maddesine göre usulüne uygun ihtar bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, tüketici kredisine bağlı taksit bedellerinin davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle doğan alacağının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunun 10. maddesinde "... Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir. Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez." hükmü yer almaktadır.
4077 sayılı kanunun 10.maddesi hükmüne göre birbirini izleyen en az iki taksidin belirlenen 7 günlük süre içinde ödenmesi, aksi halde bakiye tüm taksitlerin muaccel olacağı uyarısını taşıyan ihtarname gönderilmesi gerekir. Davacı tarafından yapılan ihtarın davalıya tebliğ edilememesi nedeniyle usulüne uygun muacceliyet ihtarına ilişkin şartın gerçekleşmediğinin kabulü gerekir. Bu durumda davacı banka vadesi gelmeyen taksitler yönünden herhangi talepte bulunamaz ise de icra takip tarihi itibariyle vadesi gelmiş alacaklar için talepte bulunmasına engel yasal bir düzenleme mevcut değildir. Hal böyle olunca,mahkemece takip tarihi itibari ile davalı tarafından ödenmeyen taksit bedellerine konu davacının vadesi gelmiş alacak miktarı saptanıp sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın tümden reddine ilişkin hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 02.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.