Esas No: 2013/30042
Karar No: 2013/29794
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/30042 Esas 2013/29794 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı ... ile aralarında Kuzey ... Giriş Kentsel Dönüşüm Projesi kapsamında 22/11/2005 tarihli tapu tahsis belgeli tesis sözleşmesi imzalandığını, gece kondusuna ve eklentilerine kıymet takdir komisyonu tarafından 20.178, 00 TL kıymet takdir edildiğini, sözleşme hükümleri gereğince uygulama yapılırken 18.283, 40 TL borçlandırıldığını, bu borcundan gecekondusu ve eklentilerine takdir edilen bedel yerine enkaz ve ağaç bedeli olan 2.690, 10 TL"nin düşüldüğünü oysa kıymet takdir komisyonu tarafından takdir edilen 20.178, 00 TL"nin düşülmesi gerektiğini, bu nedenle aradaki farkın tahsili için ... 30.İcra Müdürlüğünün 2012/5539 Esas sayılı dosyasında yapılan icra takibine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulüne; ... 30.İcra Müdürlüğünün 2012/5539 Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraflarca tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-İİK’nın 67. maddesinin 2.fıkrası hükmünce, icra - inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması gerekir. Burada borçlunun kötüniyetli itiraz etmiş bulunması yasal koşullardan
değildir. İnkar tazminatı, aleyhinde yapılan icra kovuşturmasına itiraz edip duran ve işin itirazla çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Bunlardan ayrı, alacağın likit ve belli olması gerekir. Daha geniş bir açıklama ile borçlu tarafından alacağın gerçek miktarı belli, sabit ve belirlenmek için bütün unsurlar bilinmesi mümkün nitelikle olması yeterlidir. Borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise, alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Açıklanan yasal kuralların ışığında takip konusu alacak değerlendirildiğinde, borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilecek konumda bulunması nedeniyle alacağın likit ve muayyen nitelikte olduğunun kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekir. Mahkemece, davacının bu istemi hakkında kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde icra inkar tazminatı talebinin reddedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Ne var ki, bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, usulün 438/7.maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmesi gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle davalının temyiz itirazlarının reddine, iki numaralı bent uyarınca mahkeme kararının hüküm bölümünün birinci bendinde yer alan “icra inkar tazminatı talebinin reddine” cümlesinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine aynen "Davacı lehine hüküm altına alınan asıl alacak üzerinden % 40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” cümlesinin yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan 24.30 TL kalan harcın davacıya iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.