Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/9928 Esas 2012/11413 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/9928
Karar No: 2012/11413

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/9928 Esas 2012/11413 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/9928 E.  ,  2012/11413 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 17.06.2010 tarih ve 2010/5665 E. - 2010/8620 K. sayılı red- bozma ilâmında özetle; “ 1) Çekişmeli 286 ada 2 ve 3 nolu parsellerin (a) ile gösterilen bölümlerinin orman sayılan yerlerden olduğundan dahili davalı ...’in temyiz itirazlarının reddine, 2) Orman Yönetiminin temyiz itirazlarına gelince; mahkemece dava konusu taşınmazların tutanağının edinme sütununda isimleri yazılı davalı kişiler tarafından zilyet olarak kullanıldığı, bu nedenle Hazine, ... (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve köy tüzel kişiliğine husumet yöneltilemeyeceği ve çekişmeli 286 ada 2 ve 3 nolu parsellerin (c) ile gösterilen bölümlerinin dava konusu edilmediği gerekçeleri ile Hazine, ... (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve köy tüzel kişiliği aleyhine açılan davanın husumet nedeniyle reddine ve çekişmeli 286 ada 2 ve 3 nolu parsellerin sadece (a) ile gösterilen bölümleri hakkında hüküm kurulmuşsa da, kısmî ilân süresi içinde kadastro mahkemesinde dava açılabileceği, açılacak bu davada husumet Hazine veya taşınmazın içinde bulunduğu köy tüzel kişiliği ya da davaya konu taşınmaza zilyet olanlara yöneltilebileceği dikkate alınarak mahkemece, kendilerine husumet yöneltilerek dava açılan özel ya da tüzel kişilerin gerçek hak sahibi olmadığı gerekçesiyle davanın husumet yönünden reddine karar verilemeyeceği, dava dilekçesinde niteliği bildirilen taşınmazların tesbit tutanağının malik hanesi açık bırakılmak suretiyle düzenlenip gönderildiği ve kamu düzeni nedeniyle kadastro hâkimi düzenli sicil oluşturmakla görevli bulunduğundan, dava konusu taşınmazların orman sayılmayan bölümleri üzerinde kim ya da kimlerin ne zamandan beri zilyet ettiği, onlar yararına kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenerek bu bölümün kim ya da kimler adına kaç pay oranıyla adına tescil edileceğinin kararda gösterilmesi” gereğine değinilmiş,
    Mahkemece, Hazine, ... (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve köy tüzel kişiliğine karşı açılan davanın reddine, dava konusu 286 ada 2 ve 3 nolu parsellerin bilirkişi raporuna ekli krokide (a) ile gösterilen sırayla 5162,84 m2 ve 965,85 m2 yüzölçümlü bölümlerinin orman vasfıyla Hazine adına tesciline, 286 ada 2 ve 3 nolu parsellerin (c) ile gösterilen sırayla, 1799,37 m2 ve 1331,08 m2 yüzölçümlü bölümlerinin gerçek kişiler adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından 286 ada 2 ve 3 nolu parsellerin (c) ile gösterilen bölümlerine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, orman kadastrosuna ve kadastro tesbitine itiraz niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Kanunun 5304 sayılı Kanun ile değişik 4. maddesi hükümlerine göre yapılmıştır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, temyize konu 286 ada 2 ve 3 nolu taşınmazların (c) ile gösterilen bölümlerinin orman sayılmayan yerlerden olduğu, taşınmazlara komşu 286 ada 4 nolu parsel, gerçek kişi adına tesbit edilerek kesinleştiğinden, temyize konu bölümlerin orman içi açıklığı olmadığı anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Kanunun 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlendiğine göre, yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak; mahkemece hüküm yerinde "tesbitin iptali" yerine, "tutanağın iptali" denilmiş olması doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün (B) bendinin 1. fıkrasında yer alan, "tesbit tutanaklarının" ibaresinin kaldırılarak, bunun yerine, "tesbitlerinin" ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nun 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 09/10/2012 günü oy birliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara