Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/11080 Esas 2012/11407 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/11080
Karar No: 2012/11407

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/11080 Esas 2012/11407 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/11080 E.  ,  2012/11407 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri ... köyünde bulunan toplam altı parça taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, tarafların müşerek murisleri ..."ın 1991 yılında ölümü ile taşınmazların mirasçılarına intikal ettiğini, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararlarına oluştuğunu iddia ederek, Medeni Yasanın 713. maddesi hükmüne göre mirasçılar adına veraset ilamındaki hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmesini istemişlerdir. Daha sonra yapılan arazi kadastrosu nedeniyle, mahkemece görevsizlik kararı verilerek, yargılamaya kadastro mahkemesinin 2006/36 E. Sayılı dosyasında devam olunmuştur. Kadastro sırasında, çekişmeli 163 ada 2 nolu 743,37 m2 yüzölçümlü taşınmaz ... kerpiç ev niteliği ile, 101 ada 282 nolu 22083,43 m2 yüzölçümlü taşınmaz tarla niteliği ile vergi kayıtlarına dayalı olarak, 206 ada 6 nolu 53543,80 m2 yüzölçümlü taşınmaz tarla niteliği ile, 206 ada 33 nolu 5293,49 m2 yüzölçümlü taşınmaz tarla niteliği ile belgesizden, 217 ada 50 nolu 17786,85 m2 yüzölçümlü taşınmaz tarla niteliği ile, 101 ada 290 nolu 2461,87 m2 yüzölçümlü taşınmaz tarla niteliği ile vergi kayıtlarına dayalı biçimde davalı olarak tespit edilerek tutanakları kadastro mahkemesine gönderilmiş, mahkemece davalı olarak gönderilen tutanakların ayrı ayrı yargılamasının yapıldığı davalar ile görevsizlikle devredilen dava birleştirilmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda, kök muris ..."ın çekişmeli 206 ada 6 nolu taşınmazı 22.02.1990 tarihli bağış senedi ile, diğer çekişmeli taşınmazları da 12.05.1976 tarihli bağış senediyle oğlu ..."a bağışlayarak zilyetliğini devrettiği, senetlerin sahteliğine yönelik bir itirazın vuku bulmadığı, tapusuz taşınmazlarda muris muvazaası iddialarının dinlenemeyeceği, çekişmeli 206 ada 6 nolu taşınmazın (A) ile gösterilen bölümünün sık meşe ağaçlarıyla kaplı olduğu, taraflarca ve muris tarafından hiç bir zaman kullanılmadığı, bu taşınmaz bölümü yönünden zilyetlikle iktisap koşullarının bulunmadığı, diğer taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olup, devlete ait yerlerden olmadıkları, davacıların davasını ispatlayamadığı gerekçesiyle, davacıların davasının reddine ve 206 ada 6 nolu taşınmazın bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen 10264,84 m2 yüzölçümlü bölümün çalılık niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline, 206 ada 6 nolu taşınmazın (B) ile gösterilen 43278,96 m2 yüzölçümlü bölümün tarla niteliği ile ve 103 ada 2, 101 ada 282, 101 ada 290, 206 ada 33, 217 ada 50 nolu taşınmazların Arif Arslan mirasçıları adına miras hisseleri oranında tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından 206 ada 6 nolu taşınmazın (B) ile gösterilen bölümü ile diğer çekişmeli taşınmazlara yönelik olarak, davacılar tarafından taşınmazların tamamına yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 15.2.1989 tarihinde ilân edilerek, 19.05.1990 tarihinde kesinleşmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada, temyize konu taşınmazların kesinleşen orman kadastro sınırları dışında ve resmi belgelere göre de orman sayılmayan yerlerden olduğu, kök muris tarafından oğlu ..."a bağışlandığı, ondan da mirasçılarına geçtiği anlaşıldığına ve adına tescil kararı verilen kişiler yararına 3402 sayılı Yasanın 14. maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu belirlendiğine ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulundığına göre, yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişilere yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 09/10/2012 günü oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara