Esas No: 2012/7729
Karar No: 2012/11367
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/7729 Esas 2012/11367 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptal tescil davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 19.12.2011 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 09.10.2012 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davalı ... vekili Avukat ... ile diğer taraftan Hazine vekili Avukat ... geldiler, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... 20.10.2010 tarihli dilekçeyle; davalı ... adına tapuda kayıtlı olan ... köyü, 103 ada 453 sayılı parselin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilecek yerlerden olmadığını, davalı yararına zilyetlikle edinme koşullarının oluşmadığını ancak, genel kadastroda davalı gerçek kişi adına tespitinin itirazsız kesinleştiğini iddia ederek, davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ve davalı adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın kabulüne, çekişmeli parselin tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi ve davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; kadastro ile davalı gerçek kişi adına tespiti itirazsız kesinleşen parselin tapu kaydının iptali ve tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 4/3. maddesine göre yapılıp, tespit tarihinden önce kesinleşmiş, 25.04.2008 tarihinde kesinleşen genel kadastroda ... köyü, 103 ada 4453 parsel sayılı 2954,81 m² yüzölçümündeki taşınmaz, kargir ev ve narenciye bahçesi niteliğiyle ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tespiti 24.04.2008 tarihinde kesinleşmekle tapuya kayıt edilmiştir.
5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4/3 maddesine göre yapılan orman tahdidi, eski ve yeni tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı, eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarında makilik ve çalılık olarak nitelendirildiği, eğiminin % 12"den fazla olduğu, bu haliyle 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesinin karşı anlamı gereği orman sayılan yerlerden iken, 01.10.2010 tarihli keşiften 10-15 yıl önceye kadar imar ve ihya edilip, kayısı ve limon bahçesi haline getirildiği saptanmıştır.
Kesinleşmiş orman kadastrosunun bulunduğu hallerde, bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı ve hukukî durumunun kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritaları uygulanmak suretiyle, kesinleşmiş orman kadastrosunun bulunmadığı ya da ilk defa yapıldığı yerlerde ise, bir yerin orman niteliğinde olup olmadığı, 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasa hükümlerine göre çözümlenmelidir. Çekişmeli parselin bulunduğu yerde orman kadastrosu 5304 sayılı Yasa ile değişik 3402 sayılı Yasanın 4/3. maddesi hükmüne göre yapılmış ve çekişmeli parsel orman sınırları dışında bırakılmıştır. Bu nedenle, bu yerin orman sayılan yerlerden olduğu söylenemez. Ancak, bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı ile o yerin zilyetlikle edinilecek yerlerden olup olmadığı, bir birinden farklı konular olup, eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafında yüksek eğimli çalılık olarak nitelenen ve bu nedenle de, 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesinin karşı anlamı gereği orman
sayılan yerlerden olduğu kabul edilen çekişmeli parselin, 1990 yılından sonra ormandan açıldığı, orman kadastrosunda da orman sınırları dışında bırakıldığı tarihe kadar orman sayılan yerlerden olduğundan imar, ihya ve zilyetliğe değer verilemeyeceği, çekişmeli parselin orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı 27.05.2006 tarihinden sonra kadastro tespit tarihinden sonra kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinin konusu olabileceği, ne var ki, bu tarihten sonra 20 yıllık zamanaşımı zilyetliği süresinin dolmadığı belirlendiğine göre, Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik görülmediğinden, davacı gerçek kişinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, H.U.M.K"nun 74. maddesi ve bu Kanunu yürürlükten kaldırarak, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi gereğince yasal hükümler saklı olmak üzere hâkim, tarafların talep sonuçları ile bağılı olup, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Somut olayda; keşif ve bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında orman sayılmayan yerlerden olduğunun belirlendiği, Hazine tarafından çekişmeli parselin devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu savıyla dava açıldığı, orman sayılan yerlerden olduğu iddia edilmediği ve orman olarak tescili istenmediği, çekişmeli parsel tapuda davalı adına kayıtlı olduğu, davalının taşınmazın kendisine ait olduğunu savunduğu, çoğun içinde azın da bulunduğu kuralı gereği, 3402 sayılı Yasanın 19. maddesi gereğince mülkiyetin kendisine ait olduğu savunmasının, çekişmeli parsel üzerindeki meyve ağaçları ve diğer muhdesatın davalıya ait olduğunun tapunun beyanlar hanesine yazılması istemini de içerdiği gözetilerek, Hazinenin davasının kabulüne, çekişmeli parselin tapu kaydının iptaline ve üzerindeki ağaçların cinsi, yaşı ve sayısı tapunun beyanlar hanesine yazılmak suretiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi gerekirken, talep aşılarak çekişmeli parselin orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı ... ile davalı gerçek kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıran davalı gerçek kişiye iadesine 09.10.2012 günü oyçokluğu ile karar verildi.
Kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı, ancak; eğiminin %12"den fazla, 1961, 1987 ve 1990 yılı memleket haritalarında makilik, 1969 yılı hava fotoğraflarında ise ağaçlık olarak nitelendirildiği, imar ve ihyasının keşiften 10 yıl önce tamamlandığı, üzerindeki örtünün kaldırılarak limon ağaçları dikildiği, eğimi ve bitki örtüsü nedeniyle 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesine göre orman sayılan yerlerden olduğu, bu haliyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine konu edilecek yerlerden olmadığı gibi davalı yararına zilyetlikle edinme koşullarının da oluşmadığı belirlenerek davanın kabulüne karar
verilmesinin doğru olduğu yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne aynen iştirak ediyorum. 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 23/P maddesi gereğince eğimi %12"yi geçen yerlerin orman ve toprak muhafaza karakteri taşıdığı belirtildiği gibi, bilimsel ve teknik olarak da eğimi %12"yi geçen yerlerin toprak muhafaza karakteri taşıdığının kabul edildiği, yüksek eğimli funda ve makilerle kaplı alanların orman ve toprak muhafaza karakteri taşıması nedeniyle 6831 sayılı Yasanın 1/J maddesinin karşı anlamı ve yasanın 1. maddesi 1. fıkrası gereğince orman sayılan yerlerden sayılacağı, 02.12.2003 tarihli Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4999 sayılı Yasanın 3. maddesi ve 6292 sayılı Yasanın 13/(1) maddesi ile değişik, 6831 sayılı Yasanın 7. maddesinin 1. fıkrasıyla “Devlet ormanları ile evvelce sınırlaması yapılmış olup da sınırlandırma sırasında orman olduğu halde orman sınırları dışında kalmış ormanların” kadastrosunu yapma görev ve yetkisinin verildiği, 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa Göre Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmelik’in 10. maddesinin (a) bendin de orman kadastro komisyonlarının aynı görev ve yetkisi tekrarlandıktan sonra 26/h maddesinde “Her hangi bir nedenle orman sınırları dışında kalmış ormanların,” devlet ormanı olarak sınırlandırılacağı öngörüldüğü, o halde, eğimi %12"den fazla olan yer yer veya tamamen maki cinsi ağaççıklarla kaplı, orman ve toprak muhafaza karakteri taşıyan, çevresinde bulunan aynı karakterdeki devlet ormanının devamı niteliğindeki çekişmeli parselin, 6831 sayılı Yasanın 1. maddesinin 2. fıkrasının J bendi gereğince orman sayılan yerlerden olduğu, 1969 yılında kesinleşen orman kadastrosu sınırları dışında bırakılsa da, 4999 ve 6292 sayılı Yasalar ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7/1. maddesi gereğince her zaman orman olarak sınırlandırılabileceği gibi, orman olarak kullanılmak üzere tahsisinin istenebileceği veya Orman Yönetimi tarafından tapu kaydının tapu iptali ve orman olarak tapuya tescili istemiyle her zaman dava açılabileceği, somut olayda Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açıldığı, devlet ormanlarının da devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu, devlet ormanı olarak belirlenen taşınmazın bu niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesinde yasaya aykırı bir yön bulunmadığı hususları gözetilerek, yerel mahkemece verilen hükmün onanmasına karar verilmesi gerekirken, değişik gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi yönünde oluşan dairemiz çoğunluk kararına yukarıda açıklanan gerekçelerle katılamıyorum.