Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4998 Esas 2012/11320 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4998
Karar No: 2012/11320

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4998 Esas 2012/11320 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/4998 E.  ,  2012/11320 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine ve dahili davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... İlçesi, ... Mevkiinde bulunan taşınmazın tapuda kayıtlı olmadığını, kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu iddia ederek, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmüne göre adına tescilini istemiştir. Yargılama sırasında husumet Orman Yönetimine yaygınlaştırılmıştır. Mahkemece, davanın KABULÜNE ve bilirkişi ..."nın 12.10.2009 tarihli krokisinde kırmızı renkle gösterilen 8260 m² taşınmazın davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Medenî Kanunun 713. maddesi hükmü uyarınca tapusuz olan taşınmazın tesciline ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1969 yılında 6831 sayılı Kanuna göre Demirli Serisi Devlet Ormanına ilişkin olarak seri usulde yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 3302 sayılı Kanuna göre yapılıp 25.10.1991 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B çalışması vardır.
    Taşınmazın bulunduğu yerde genel arazi kadastrosu işlemi 28.06.1961 tarihinde yapılmış ve sonuçları 26.09.1962 – 25.10.2962 tarihleri arasında ilân edilmiş, dava konusu taşınmaz 7501 parsel sayısı ile ... adına 1272 tahrir nolu vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayalı olarak tesbit görmüş, Tapulama Mahkemesi"nin 11.12.1967 gün 1965/1448 - 681 sayılı kararı ile orman olarak tapulama dışı bırakılmasına karar verilmiş, hüküm 30.07.1968 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşme tarihi ile davanın açıldığı tarih arasında 20 yıllık süre geçmiştir.
    Mahkemece, tescil harici bırakılan taşınmaza ilişkin davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluştuğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir. Şöyle ki; yörede yapılan ilk orman kadastrosunun, 1969 yılında herhangi bir köy ya da belde sınırı esas alınmadan Demirli Serisi Devlet Ormanına ilişkin olarak seri bazında yapıldığı ve köyün tamamını kapsamadığı anlaşılmaktadır. 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değiştirilen 12/3. maddesine dayanılarak çıkartılan ve 19 Ağustos 1974 günlü Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Orman Kadastro Yönetmeliğinin "Sınırlama Dışı Kalan Ormanlar İçin Yapılacak İşlemler" başlıklı 128. maddesinin (b) fıkrasında “ Sınırlaması yapılan devlet ormanının dış ve iç sınırlarına bitişik olmayan Devlet Ormanları hakkında orman kadastro komisyonunca herhangi
    bir karar verilmiş olmayacağından ve bu gibi Devlet Ormanlarının orman kadastrosu yapılmış sayılmayacağından ıttıla hasıl olduktan hemen orman kadastrosunun yapılması merkezce sağlanır. Bu gibi ormanlarda orman kadastrosu yapılıncaya kadar ilgili kanun hükümlerine göre işlem yapılır” hükmü bulunmaktadır.
    Bu durumda; yörede seri usulde yapılan orman kadastrosunda, Devlet Ormanı olarak sınırlandırılan yerlerin dışında kalan taşınmazların orman kadastro komisyonlarınca incelemesi yapılamadığı ve niteliği belirlenmediğinden o yerde orman kadastrosunun yapılmış sayılmayacağı, bir başka anlatımla, o orman serisi dışında kalan yerlerde bir orman sınırlandırılmasının varlığından söz edilemez. O halde, çekişmeli taşınmazın seri usulde yapılan orman kadastrosunun bitişiğinde olmaması ve tahdidin dışında bulunması nedeniyle tescili talep edilen taşınmaza ilişkin orman kadastrosu yapılmamıştır.
    Yörede 1962 yılında kesinleşen genel arazi kadastrosu sonucunda, davalı taşınmaz 7501 parsel sayısı ile davacının murisi ... adına tesbit edilmiş, Orman Yönetiminin kadastro komisyonuna yaptığı itiraz sonucu orman niteliğiyle tesbit harici bırakılmıştır. Muris ... tarafından açılan orman niteliğiyle tesbit harici bırakılma işlemine itiraz davası da reddedilerek taşınmazın orman niteliğiyle tescil harici bırakılması işlemi 30.07.1968 tarihinde kesinleşmiştir. Yine muris tarafından 1970/48 esas sayılı dosyada yapılan yargılamanın iadesi talebi mahkemece reddedilmiş ve hüküm 10.04.1971 tarihinde kesinleşmiştir. Hal böyle olunca, orman niteliğinde olması sebebiyle tapulama harici bırakılan çekişmeli taşınmazın, Türk Medeni Kanununun 713. maddesi ve 3402 S. Kanunun 14 ve 17. maddeleri hükümlerine göre tapuya tescil edilebilmesi için, orman kadastro işleminin kesinleştiği tarihten dava gününe kadar 20 yıldan fazla süre ile yasada belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir. Dava konusu taşınmazın tesbit gününde yürürlükte bulunan kanun hükümlerine göre orman olması sebebiyle tesbit dışı bırakılarak orman olduğu belirlendiğine göre, taşınmazın orman olmadığı hususu, ancak yörede yapılıp kesinleşecek orman tahdidi dışında kalması halinde kabul edilebilir. Bu durumda, tahdidin kesinleşmesi tarihi zilyetliğin başlangıcına esas teşkil edecektir. Başka bir anlatımla, yörede yapılacak orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar, taşınmaz orman sayılan yerlerden olma özelliğini sürdüreceğinden daha önceki tarihlerdeki zilyetliğe değer verilemeyecektir. Yargıtay H.G.K.nun 24.10.2001 gün, 2001/8 - 464/751 s. kararı ile H.G.K.nun 12.05.2004 tarih 2004/8 - 242-292 s. kararlarında açıklandığı üzere, genel arazi kadastrosu sırasında orman vasfında çalılık olarak tesbit dışı bırakılan taşınmazın öncesinin orman olduğunun kabulü ile daha sonraki tarihte yapılacak orman kadastrosunda tesbit harici bırakılmasından dava gününe kadar yirmi senelik zilyetlikle kazanma süresinin gerçekleşmediği halde davanın reddinin gerekeceği hükme bağlanmıştır. Davaya konu taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihi itibariyle yapılan orman kadastrosu bulunmadığına göre, orman kadastrosu yapılıp dışarıda bırakılıncaya kadar davacının sürdürdüğü zilyetliğe değer verilemeyeceğinden davacı yararına zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiğinden söz edilemez. Açıklanan sebeplerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, aksine düşünce ile yazılı biçimde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazine ve Orman Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde Orman Yönetimine iadesine 08/10/2012 günü oy birliği ile karar verildi.





    Hemen Ara