Esas No: 2014/13140
Karar No: 2014/18784
Karar Tarihi: 29.09.2014
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/13140 Esas 2014/18784 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
K A R A R
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı H.M.K."nın 321.maddesinin 2.fıkrasına göre; kararın tefhimi için hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklanamadığı ve bu nedenle zorunlu olarak hüküm özetinin tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın en geç bir ay içinde yazılarak tebliğe çıkartılması gerekir. Bu hüküm doğrultusunda, hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte tefhim edilmediği hallerde gerekçeli kararın taraflara tebliği zorunludur (Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’nın (İkinci Bölüm) 20.03.2014 gün ve 2012/1034 Başvuru sayılı kararı da aynı yöndedir).
Mahkemece, taraflara tefhim edilen kısa kararda (hüküm özeti) hükmün tüm unsurları yer almakla birlikte kararın gerekçesinin tefhim edilememesi halinde temyiz süresi gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlar. Ancak, hüküm tüm unsurları ve gerekçesi ile birlikte tefhim edilmiş ise artık hükmün H.M.K.’nın 321/2 maddesine göre usulüne uygun ve eksiksiz bir biçimde tefhim edildiği kabul edilir ve temyiz süresi tefhim tarihinden itibaren başlar. 5521 sayılı Kanun‘un 8.maddesinde yer alan ve temyiz süresinin başlangıcına esas alınan tefhim kavramının "hükme ilişkin tüm hususların gerekçesi ile birlikte açıklandığı hal" olarak anlaşılması zorunludur.
Tarafların, gerekçeli karar tebliğ edilmeden önce, temyiz süre tutum dilekçesi veye gerekçeli temyiz dilekçesi sunmak suretiyle kararı temyiz ettikleri hallerde, kararın gerekçesini dikkate alarak yeni temyiz gerekçelerine dayanması mümkün olduğundan, gerekçeli kararın taraflara tebliği gerekir.
Davanın tümden kabul veya tümden reddedildiği hallerde, reddedilen bir talebi bulunmadığından davacının veya davacı yararına kurulan bir hüküm bulunmadığından davalının kararı temyizde ilke olarak hukuki yararı bulunmadığı kabul edilmekte ise de tarafların kararın gerekçesini temyiz etme hakları bulunduğundan gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmelidir.
Öte yandan 6100 sayılı H.M.K."nın Geçici 3.maddesi yollamasıyla temyize ilişkin hükümleri uygulanmakta olan 1086 sayılı H.U.M.K.’nın 433.maddesinin 2.fıkrasına göre İş Mahkemesinde katılma yoluyla temyiz mümkün olup gerekçeli temyiz dilekçesinin (veya sunulmadığı takdirde kısa temyiz dilekçesinin) kararı temyiz etmeyen karşı tarafa tebliği zorunludur. Taraflar, temyiz dilekçesinin tebliğinden sonra süresinde temyiz talebinde bulunabilirler.
Ne var ki, davanın tümden kabulü veya tümden reddi halinde karar yararına olan ve bu nedenle ilke olarak kararı temyiz etmekte hukuki yararı bulunmadığı kabul edilen taraf, gerekçeli karar tebliğine rağmen kararı temyiz etmediği takdirde temyiz dilekçesinin bu tarafa tebliğine gerek yoktur.
Gerekçeli karar taraflara tebliğ edilmiş ve taraflar temyiz haklarını kullanmışlarsa; temyiz dilekçesinin diğer tarafa tebliğine veya katılma yoluyla temyiz dilekçesinin karşı tarafa tebliğine gerek yoktur.
Bunun yanında iş kazası iddiasına dayanan tazminat davaları özünde Kurumca karşılanmayan zararların tazmini istemine ilişkin davalar olup, zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası olup olmadığı, giderek hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanıp bağlanmadığı hususları önem arz eder. Kurumun iş kazası tahkikatı neticesinde zararlandırıcı olayın iş kazısı olup olmadığı hususundaki değerlendirmesinin Mahkemelerin görevine ilişkin neticeleri de bulunup Kurumun iş kazası tahkikat raporu aksi sabit olana kadar geçerli belgelerdendir.
Dosya kapsamından, gerekçeli kararın ve temyiz eden davalı şirket temyiz dilekçesinin davacılara tebliğ edilmediği, bunun yanında davaya konu 29.08.2004 tarihli iş kazası iddiasına ilişkin Kurumun tahkikat raporunun dosyada mevcut olmadığı ve yine 29.08.2004 tarihli iş kazası nedeniyle hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanıp bağlanmadığı hususlarının belli olmadığı anlaşılmaktadır.
SONUÇ: Yukarıda yer alan açıklamalar doğrultusunda ; 17.04.2013 tarihli gerekçeli karar ile H.U.M.K."nın 433. maddesi gereğince temyiz eden davalı şirket temyizinin davacılara usulünce tebliği ile yasada öngörülen süre geçtikten ve gerektiğinde H.U.M.K."nın 432. maddesindeki prosedürün işletilmesi için, yine 29.08.2004 tarihli iş kazası iddiasına ilişkin Kurumun tahkikat raporu ile anılan iş kazası nedeniyle hak sahiplerine iş kazası sigorta kolundan gelir bağlanıp bağlanmadığı, eğer gelir bağlanmamış ise bunun nedeninin, bağlanmış ise gelirin ilk peşin sermaye değerinin Kurumdan sorulması için, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 29/09/2014 gününde oy birliğiyle karar verildi.