Esas No: 2012/10282
Karar No: 2012/11262
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/10282 Esas 2012/11262 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda, davanın reddi yolunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, yörede 2008 yılında yapılan kadastro sırasında ... Köyü 109 ada 1 parsel sayılı 235.718,83 m2 yüzölçümündeki taşınmazın, orman niteliği ile Hazine adına tesbit ve tescil edildiğini, oysa; bu taşınmaz içersinde kalan ve hükmen tescil ilâmı sonucunda oluşan 18.10.1990 tarih ve 20 numaralı tapu kaydı ile halen kendi adına tapuda kayıtlı olduğunu ve halen tapu kaydı kapsamında kalan taşınmazın kendi tasarrufunda bulunduğunu, kadastro sırasında tapu kaydının dikkate alınmaksızın orman parseli içersinde bırakıldığını ileri sürerek, kayıt kapsamında kalan taşınmazın adına tescilini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesine göre 10 yıllık süre içersinde tapu kaydına dayanılarak açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman olması nedeniyle orman alanı içinde bırakılmıştır.
Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu kabul edilerek davanın reddine karar verilmişsede yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyleki; çekişmeli taşınmaz üzerinde resmi belgelere dayalı olarak orman incelemesi yapan uzman bilirkişi raporunda; memleket haritası ile kadastro paftasının ölçekleri eşitlenip biribiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli ve komşu taşınmazların memleket haritasına göre konumu saptanıp gösterilmediği gibi, raporun dayanağını teşkil eden memleket haritası ve hava fotoğrafı ve amenajman planı rapora eklenmemiştir. Uzman bilirkişi raporu bu haliyle taşınmazın memleket haritasındaki konumunu ve gerçek niteliğini belirlemede yetersiz olup denetimden uzaktır. Bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak hüküm kurulamaz. Ayrıca, davacı tescil ilâmı sonucu oluşturulan 18.10.1990 tarih ve 20 numaralı tapu kaydına dayanmaktadır. Tapu kaydının dayanağını teşkil eden Kumru Asliye Hukuk Mahkemesinin 07.06.1990 gün ve 1989/36 E. 1990/103 K. sayılı tescil ilâmının incelenmesinde; davacı ... oğlu ..."nun Hazine ve köy tüzel kişiliği aleyhine Medenî Yasanın 639. maddesine göre zilyetliğe dayalı olarak tescil davası çtığı ve yapılan yargılama sonunda ... Köyü, Tahtalık Tepesi Mevkiinde bulunan hudutları yazılı 30.700 m2 yüzölçümü taşınmazın davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ve ilâm kesinleştirilerek tapu kaydı oluşturulmuştur. Yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi davacının dayanağı olan tapu kaydının mevkii ve hudut olarak dava edilen yere aynen uyduğunu ve bir kısmınında davacı adına kadastroda tesbiti yapılan 109 ada 66 parsel içesinde kaldığını bu taşınmazın evveliyatında davacının amcası olan ... ait iken, davacıyı küçükken evlat edindiğini ve davacıya bıraktığını, davacının kendi müstakil zilyetliği ile birlikte 40-60 yıl zilyetlik bulunduğunu söylemiştir. Ne var ki; keşifte tapu kaydı uygulanmasına karşın fen bilirkişi tapu kaydının ve tescil ilâmının dayanağını teşkil eden tescil krokisini zemine uygulamamış ve
raporunda tapu kaydından hiç söz etmememiştir. Getirtilen tapu kaydının gittisi yoktur. Kadastroda başka parsellere revizyonu olup olmadığı ise mahkemece araştırılmamıştır.
Tescili istenen çekişmeli taşınmaz bölümüne bitişik ve batı yönde komşu olan 109 ada 66 parsel sayılı taşınmazın tesbit tutanağının incelenmesinde, senetsiz ve belgesizden 12.490,17 m2 yüzölçümü ile tarla niteliği ile ... oğlu ... adına kadastro tesbitinin yapıldığı ve tutanağının itirazsız kesinleştiği ve yine 109 ada 58 parsel sayılı taşınmazın tesbit tutanağının incelenmesine senetsiz ve belgesizden 11.308,91 m2 yüzölçümü ile ahşap 1 katlı bina ve fındık bahçesi niteliği ile ... oğlu ... adına kadastro tespitinin yapıldığı ve tutanağının itirazsız kesinleştiği ve yine 109 ada 53 ve 54 parsel sayılı taşınmazın tesbit tutanağının incelenmesinde senetsiz ve belgesizden tarla niteliği ile ..., ... ve ... adına kadastro tesbitinin yapıldığı ve tutanakların itirazsız kesinleştiği ve yine kuzey yönde komşu olan 109 ada 71 parsel sayılı taşınmazın tesbit tutanağının incelenmesine senetsiz ve belgesizden tarla niteliği ile ... ve müşterekleri adına kadastro tesbitinin yapıldığı ve tutanağının itirazsız kesinleştiği ve yine güneydoğu yönde komşu olan 109 ada 24, 27 ve 28 parsel sayılı taşınmazların tesbit tutanaklarının incelenmesinde, senetsiz ve belgesizden tarla niteliği ile ... ve Toramanlar adına kadastro tesbitlerinin yapıldığı ve tutanaklarının itirazsız kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacının dayanağı olan tapu kaydının tescil krokisinin fen bilirkişi eliyle zemine uygulanması, dava edilen taşınmaz bölümü ile birlikte davacı adına kadastro sırasında senetsiz ve belgesizden tespiti yapılan davadışı 109 ada 58 ve 66 parsel sayılı taşınmazların kadastro çap ve krokileri üzerinde birlikte aplike edilmek süretiyle aşağıda belirtilen yöntemle uygulama yapılması ve bundan sonra tapu kaydına 3402 sayılı Yasanın 20. maddesine göre kapsam belirlenmesi ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, bu uygulamanın yapılmaması doğru değildir.
Bu nedenle; mahkemece, (dayanak tapu kaydının ilk oluşumundan itibaren tüm gittileri ve krokileri), (dayanak tapu kaydının revizyon gördüğü tüm parsel tutanakları), komşu parsel tutanak ve dayanakları, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi veya bir tapu fen elemanından oluşacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmaza ve çevre araziye de uygulanmak suretiyle, taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı; öncesi orman olan bir yer üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesine göre kesinleşdiğine göre, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu gösteren orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine ablike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, duraksamaya yer vermeyecek nitelikte kroki düzenlettirilmeli); ayrıca davanın niteliğine göre yukarıda değinilen eski tarihli memeleket haritası hava fotoğrafı ve amanajman planından oluşan resmi belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine
çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterilmeli, memleket karitasında taşınmaz rumuzsuz yeşil alanda kalıyorsa bu yeşil boyamanın memleket haritası lejandı da dikkate alınarak açıklanmalı, hava fotoğrafı üzerinde streoskopik inceleme yapılmalı, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı dayanak tapu kaydınındayanağını teşkil eden krokisi yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Yasanın 20/A maddesi gereğince kroki ve yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli, dayanak tescil krokisi fenni sihhate haiz değilse bu kez 3402 sayılı Yasanın 20/B maddesi gereğince tapu kaydı hudutlarının uygulanabilir olup olmadığına bakılmalı; değişebilir sınırlı olduğunun kabulü halin de ise aynı Yasanın 20/C maddesi gereğince miktarı ile geçerli kapsamı belirlenerek asıl taşınmazın kapsamı, orman veya ormandan açma değilse, tapu kaydı miktar fazlasının sınırda bulunan eylemli ormandan açma yapılarak kazanıldığı kabul edilmeli; bu hususlar fen bilirkişi tarafından düzenlenecek krokide gösterilmeli ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve bilirkişinin yetersiz raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usûl ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı ..."nun temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 08/10/2012 günü oy birliği ile karar verildi.