Esas No: 2012/8348
Karar No: 2012/11237
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/8348 Esas 2012/11237 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı Hazine, 14.07.2008 tarihli dilekçesiyle, Manavgat ... köyü 172 ada 18 sayılı parselin öncesi ve eylemli durumu itibariyle orman sayılan yerlerden olduğunu, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilemeyeceğini bildirerek taşınmazın tapu kaydının iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili talebiyle dava açmıştır. Mahkemece, davanın kabulüyle 172 ada 18 parselin orman vasfıyla Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; genel kadastroda gerçek kişi adına tesbiti kesinleşen taşınmazın, eylemli orman alanı olduğu savıyla tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 1969 yılında yapılmış, 22.09.1969 tarihinde ilân edilmiş, daha sonra yapılan aplikasyon ve 3302 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayıllı Yasanın 2/B madde uygulaması 08.04.2008 tarihinde ilân edilmiş, işlemler dava tarihi itibariyle kesinleşmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu Salur köyünde genel arazi kadastrosu işlemi 2007 yılında yapılıp, 21.06.2007 ilâ 20.07.2007 tarihlerinde ilân edilmiş, 172 ada 18 parsel sayılı 4620,25 m2 yüzölçümündeki taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbiti kesinleşerek tapuya kayıt edilmiştir.
Mahkemece, aynı köyde ve dava konusu yerin yakınlarında bulunan 172 ada 1 nolu parsele yönelik olarak Hazinece açılmış olan ve mahkememizce Hazine aleyhine vergi kaydına nazaran daha üstün nitelikte olan tapu kaydı kapsamında kaldığından bahisle redle sonuçlandırılan 2008/464 E. - 2009/156 K. sayılı karar Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 2010/1070 E. - 3862 K. sayılı ve 25/03/2010 tarihli kararı ile ve yukarıda belirtilen gerekçelerle bozulmuş olup, dava konusu yer içinde aynı bozma gerekçesinin geçerli olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne ve çekişmeli 172 ada 18 parselin orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş ise de, keşif sırasında mahkemece yapılan gözleme göre çekişmeli taşınmazın ekili tarla niteliğinde olduğu ve içinde 7 adet zeytin ağacının bulunduğu bildirilmiştir. Ayrıca, keşif sonucu alınan orman bilirkişi raporunda çekişmeli taşınmazın % 6 - 8 eğimli olduğu, orman ve toprak muhafaza karekteri taşımadığı, ziraatçı bilirkişi raporunda da taşınmazın % 6 - 8 eğimli olduğu, büyük kesiminin buğday ekili olduğu ve içinde 45 - 50 yaşlı 4 adet delice zeytin ağacının bulunduğu, taşınmaz içinde başkaca ağaç ve ağaçcık bulunmadığı, toprak orman toprağı yapısında olmayıp 45 - 50 yıldır kullanılan tarım arazisi vasfında olduğu bildirilmiştir. Belirlenen bu niteliklere göre çekişmeli taşınmaz eylemli orman niteliği taşımamaktadır.
Mahkemece 172 ada 1 parsele yönelik dairenin 2010/1070-3862 sayılı bozma ilâmına dayanılarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de, dairenin 2010/1070-3862 sayılı bozma kararına konu olan 172 ada 1 parsel sayılı taşınmaz ile dava konusu yerin benzerlik taşımadığı anlaşılmaktadır. Asliye hukuk mahkemesince çekişmeli taşınmaza komşu 172 ada 14 ve 17 parsellerin orman vasfıyla Hazine adına tesciline karar verilmiş ve bu hükümler dairenin 12.07.2010 gün 2010/6921 - 9928 sayılı, 16.12.2010 gün ve 2010/13402 - 16057 sayılı kararlarıyla onanarak kesinleşmiştir. Aynı şekilde Hazine tarafından 172 ada 13, 172 ada 19 parsellere yönelik asliye hukuk mahkemesinde dava açıldığı ve mahkemece verilen hükümlerin dairenin 30.11.2010 gün ve 2010/12282 - 14862, 06.12.2010 gün ve 2010/13860 - 15194 sayılı kararlarıyla bozulduğu anlaşılmaktadır. Çekişmeli taşınmaza komşu 172 ada 16, 20, 21, 22, 24 ve 43 parsellere yönelik olarak Hazine tarafından aynı nedenle asliye hukuk mahkemesinde dava açılıp açılmadığı araştırılmamıştır.
Bu nedenle; mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmaza komşu 172 ada 16, 20, 21, 22, 24 ve 43 parsellere yönelik olarak Hazine tarafından aynı nedenle, asliye hukuk mahkemesinde dava açılıp açılmadığı araştırılarak açılmış ise bu dava dosyaları getirtildikten sonra evvelce görev almış bilirkişiler dışında yeniden seçilecek bir orman mühendisi ve bir fen elemanı ve ziraat mühendisi huzuruyla yapılacak keşifte, en eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğrafı çekişmeli taşınmaz ile bu adadaki ve çevre adalardaki araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazların öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; kesinleşmiş tahdit söz konusu olmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler uzman bilirkişiler eliyle yerine uygulanıp, çekişmeli bu parsellerin tümünün memleket haritasına göre konumu saptanmalı, memleket haritasında bu parsellerin tümünün bulunduğu yer belirlenerek işaret ettirilmeli ve memleket haritası ölçeği büyütülerek aynen bu bölgede bulunan dava konusu parsellerin birleştirilmiş kadastro paftalarına yansıtılıp, memleket haritasında orman olarak gösterilen ve gösterilmeyen yerler kadastro paftası üzerine, yine en az ada ya da birkaç ada bazında kadastro pafta ölçeği memleket haritası ölçeğine eşitlenerek o adadaki tüm parseller memleket haritası üzerine ablike edilerek keşfi ve uygulamayı izlemeye ve denetlemeye elverişli birleşik haritalı rapor alınmalı, ayrıca ziraatçı bilirkişi tarafından çekişmeli taşınmazın fiili durumu, üzerindeki ağaçların cinsi ve yaşları tek tek belirlenerek fiili orman niteliği taşıyıp taşımadığı araştırılmalı ve bu konuda bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı; ayrıca çekişmeli taşınmazın komşu parsellerle birlikte değerlendirildiğinde 6831 sayılı Yasanın 17. maddesi anlamında orman içi açıklık olup olmadığı da araştırılarak oluşacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin eksik araştırma ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 04/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.