Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3285 Esas 2012/11234 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3285
Karar No: 2012/11234

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3285 Esas 2012/11234 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/3285 E.  ,  2012/11234 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı, 03.03.2006 tarihli dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... kasabası ... mahallesinde bulunan taşınmazın tapulama dışı bırakıldığını ve 40 yılı aşkın zamandır zilyetliğinde olduğu, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla taşınmaz edinme şartlarının oluştuğu iddiası ile taşınmazın adına tapuya kayıt ve tescili talebiyle dava açmıştır. Mahkemece taşınmaz 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olup zilyetlikle kazanılamayacağından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; arazi kadastrosu sırasında tapulama harici bırakılan taşınmazın Medenî Yasanın 713 . maddesi gereğince tapuya tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce yapılan ve 07.03.1986 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ile 24.11.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
    Her ne kadar mahkemece, taşınmaz 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olup zilyetlikle kazanılamayacağından davanın reddine karar verilmiş ise de ve dava dosyasında mevcut orman bilirkişi Hüseyin Mert tarafından düzenlenen 09.05.2008 tarihli raporda taşınmazın kesinleşen mahkeme kararına göre orman tahdidi ve kesinleşen mahkeme kararı gereğince orman sayılmayan yerlerden olduğu bildirilmiş ve ekli tahdit haritasında taşınmazın bulunduğu yer yuvarlak içine alınarak 39,47 ve 40 OTS noktalarıyla tahdit dışında ziraat alanı olarak bırakılan alanda gösterilmiştir. Aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 05.01.2011 tarihli raporda ise, taşınmazın orman sayılmayan sarı ile boyalı alanda kaldığı, ancak başka yargı kararı bulunmadığından orman kadastro haritasının yanlış boyandığı sonucuna varıldığı ve çekişmeli taşınmazın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı bildirilmiş ve ekli tahdit haritasında taşınmazın yeri 09.05.2008 tarihli raporda işaretlendiği şekilde işaretlenmiştir. Yine, aynı orman bilirkişi tarafından düzenlenen 05.04.2011 tarihli raporda da taşınmazın 2/B maddesi gereğince Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı bildirilmiştir. Dava dosyasında mevcut fennî bilirkişi ...tarafından düzenlenen 30.06.2006 tarihli bilirkişi raporunda çekişmeli (A) ile gösterilen 1245,68 m2 kısmın ormanla ilgisinin bulunmadığı bildirilerek ekli krokide taşınmaz yeri 2306, 2307 ve 733 nolu parsellerin altında 2308 ve 2309 parsellerin batısında gösterilmiştir. Yine, aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 18.02.2010 tarihli ek raporda 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılan alanda kaldığı bildirilerek ekli krokide aynı yerde gösterilmiş ve Alanya Kadastro Mahkemesinin 1991/195 sayılı dosyası ile orman sınırları
    dışına çıkarılan kısmın yeri ise 2307 parselin üstünde gösterilerek bu dosyada dava konusu olan yerle aynı yer olmadığı bildirilmiştir. ... Solak tarafından düzenlenen 21.11.2008 tarihli bilirkişi raporunda çekişmeli (A) ile gösterilen 1199,30 m2 kısmın 2/B alanı içinde kaldığı bildirilmiş ve ekli krokide çekişmeli taşınmazın yeri 2307 ve 733 nolu parsellerin altında 2308 ve 2309 parsellerin batısında gösterilmiştir. Fenni bilirkişiler tarafından ekişmeli taşınmazın tahdit haritası ile irtibatlı krokisi çizilmemiştir.
    Dava dosyasında mevcut orman bilirkişi raporlarına ekli tahdit haritası ile irtibatlı krokiler ile fennî bilirkişi raporlarına ekli taşınmazın yerini gösterir krokiler birlikte değerlendirildiğinde ve çakıştırıldığında, dava konusu edilen kısmın 07.03.1986 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu 37, 38 ,40, 41, 42, 43 ve 47 nolu OTS noktalarıyla orman sınırları dışında bırakılan ziraat alanı içinde kaldığı ve bu alanın tüm çevresinin 24.11.1988 tarihinde ilân edilerek kesinleşen 2/B madde uygulaması ile Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan alanlarlar ve 44, 45, 46, 47 ve 2042 nolu OTS noktaları ile çevrili ziraat alanı ile çevrili olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda; yörede 1986 yılında yapılan orman kadastrosu sırasında orman sınırları dışında ziraat alanı olarak bırakılan bir yerin daha sonra yapılan 2/B madde uygulamasıyla orman sınırları dışına çıkarılmış olması mümkün olmadığından, bilirkişi raporları kendi içinde ve birbiriyle çelişkilidir ve çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Bu nedenle; mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmaza komşu 733, 734, 2306, 2307, 2308, 2309, 2903, 2282, 2283, 2284 ve 2285 parsel sayılı taşınmazların bulunduğu yeri gösterir orijinal kadastro paftasının bir sureti ile bu taşınmazlara ait kadastro tespit tutanakları, itirazlı iseler dava dosyaları, kesinleşmiş iseler kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları ile varsa dayanak tapu ve vergi kayıtları, taşınmaz hükmen mahkeme kararıyla tapuya tescil edilmiş iseler buna ait dava dosyaları, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1986 yılında yapıldığı anlaşılan orman tahdidi ile 1988 yılında yapıldığı anlaşılan 2/B madde uygulamasına ilişkin ayrı ayrı işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilân tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit örnekleri getirildikten sonra, mahkemece, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir orman mühendisi ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte 2 Eylül 1986 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Yasasına Göre Orman Kadastrosu ve Aynı Yasanın 2/B Maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “Orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6 - 7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile
    aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine
    04/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara