Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/2754 Esas 2013/29419 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2754
Karar No: 2013/29419

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/2754 Esas 2013/29419 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/2754 E.  ,  2013/29419 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı vekili Avukat ... ile davacı vekili Avukat ..."in gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalının inşaa ettiği alışveriş merkezinden dükkan satın aldığını, süresinde teslim edilmediği gibi, eksik ve ayıplı olarak imal edildiğini ileri sürerek, fazla hakları saklı kalarak 7.500 TL. maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talep miktarını artımıştır.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, 31.977 TL.nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu" nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir.
    Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine
    işaret edilmiştir. Ayrıca 6100 sayılı HMK"nın 297 maddelerinde hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 297. maddesinin son fıkrası ile "Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, gerekçede, davanın 31.977 TL. üzerinden kabulü ile dava tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği açıklanmış ise de hüküm fıkrasında bu hususa yer verilmemesi, faiz hakkında hüküm kurulmaması açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek gerekçe ile gerekçeli kararın hüküm fıkrası arasında çelişki oluşturulması, HMK" nun 297/son madde ve fıkrası gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
    2-Bozma nedenine göre, diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. Bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın bozulmasına, 2. Bent gereğince diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan 474,85 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 28.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.














    Hemen Ara