Esas No: 2011/17536
Karar No: 2012/11115
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/17536 Esas 2012/11115 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı gerçek kişi ile davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında ... köyü, ... Limanı mevkii, 218 ada 1 parsel sayılı 21243,01 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, hali arazi niteliğiyle Temmuz 2007 tarih ve 3 sıra numaralı tapu kaydı ile Hazine adına tesbit edilmiştir. Davacı gerçek kişi, 29.01.2010 tarihli dilekçesiyle parseli satın aldığı kişiler ile birlikte eklemeli olarak yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının tesbitten önce oluştuğu, bu nedenle Hazine adına yapılan tesbitin iptali ve parselin adına tapuya tescilini istemiştir. Mahkemece davanın REDDİNE, çekişmeli 218 ada 1 sayılı parselin tesbit gibi tesciline kara verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi ile davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1966 yılında yapılıp 11.10.1968 tarihinde ilân edilen ve 11.01.1969 tarihinde kesinleşen orman tahditi, 1981 yılında yapılıp 13.05.1982 tarihinde ilân edilerek itirazsız yerlerde 13.05.1983, itirazlı yerlerde ise 30.07.1982 tarihinde ilân edilip, 30.07.1983 tarihinde kesinleşmiş, sınırlandırması yapılan ormanların aplikasyonu, orman kadastrosu ve 6831 sayılı Yasanın, 1744 sayılı Yasa ile değişik 2. madde uygulaması, 1991 yılında 3302 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan aplikasyon ve 6831 sayılı Yasanın 2/B madde uygulaması mevcuttur.
İncelenen dosya kapsamına kararın dayandığı gerekçeye, kesinleşmiş orman tahdit haritası ve tutanakları ile eski tarihli memleket haritası, amenajman planı ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporu, ziraat uzmanı bilirkişi raporu, jeolog bilirkişi raporu ve arkeolog bilirkişi raporlarıyla, çekişmeli parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışındaysa da, blok kayalık ve % 45 taşlıktan teşekkül ettiği, imar ve ihya görmediği, üzerindeki kuru taş duvardan bir baraka ve bir incir ağacının da imar ve ihyanın kanıtı olamayacağı belirlendiği gibi, davacının dayandığı, dava dışı 319 ada 2 sayılı parsele uygulanan Ocak 1941 tarih 3 sıra numaralı sicilden gelen Ekim 2001 tarih 1 sıra numaralı tapu kaydının kaya sınırı itibariyle değişebilir nitelikte sınır içerdiği, bu nedenle 3402 sayılı Yasanın 20/C maddesi gereğince kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı, tapu kaydının miktarı kadar dava dışı 319 ada 2 sayılı parsele uygulandığı, bu nedenle çekişmeli parseli kapsadığının söylenemeyeceği gibi, taşınmazın 1. derece arkeolojik sit alanı içinde kaldığı, bu haliyle zilyetlikle edinilemeyeceği gözetilerek davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik yoktur. Bu nedenle, davacı gerçek kişinin tüm temyiz itirazlarının, Hazinenin ise sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, yapılan
keşif ve bilirkişi raporları ile taşınmaz üzerinde ekonomik değeri haiz muhdesat bulunmadığı belirlendiği halde, 3 adet 10 yaşındaki badem ve bir adet 3 yaşındaki incir ağacının davacı adına tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmesi doğru değilsede, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple, hüküm fıkrasında yer alan “2-Taşınmaz içerisinde bulunan ve davacıya ait olan 3 adet 10 yaşlarında badem; 1 adet 3 incir ağacının ağacının davacı adına tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine” cümlesinin tamamen çıkartılarak düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.’nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişi üzerinde bırakılmasına, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 02/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.