Esas No: 2006/183
Karar No: 2006/182
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2006/183 Esas 2006/182 Karar Sayılı İlamı
Hukuk Bölümü 2006/183 E., 2006/182 K.
"İçtihat Metni"
O L A Y: Davacı Şirkete ait NTV logosuyla yayın yapan televizyon kanalında yayımlanan, Pas Fotomaç Gazetesi"ne ilişkin futbol konulu reklamın, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun"un 4822 sayılı Kanunla değişik 16. maddesine aykırı olduğu nedeniyle, Reklâm Kurulunca davacı Şirkete, anılan Yasa"nın 17. ve 25/8. maddeleri uyarınca idari para ve durdurma cezaları verilmiş; Bakanlık Makamının 29.4.2005 tarih ve 96 sayılı onayıyla uygun bulunan ve 26.5.2005 tarih ve 12699 sayılı yazı ile 20.7.2005 tarihinde tebliğ edilen bu işlem sonrasında, davacı şirket vekili; idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle 25.7.2005 gününde idari yargı yerinde dava açmıştır.
ANKARA 12.İDARE MAHKEMESİ; 28.10.2005 gün ve E:2005/1444, K:2005/1126 sayı ile, 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 2. maddesine göre "kabahat" deyiminden kanunun karşılığında idari yaptırım uygulanmasını öngördüğü haksızlığın anlaşılacağı; 3. maddesinde, bu Kanunun genel hükümlerinin diğer kanunlardaki kabahatler hakkında da uygulanacağının öngörüldüğü; 16. maddesinde, kabahatler karşılığında uygulanacak olan idari yaptırımların idari para cezası ve idari tedbirlerden ibaret olduğunun, idari tedbirlerin ise, mülkiyetin kamuya geçirilmesi ve ilgili kanunlarda yer alan diğer tedbirler olduğunun hükme bağlandığı; anılan Kanun"un genel hükümleri arasında yer alan 27. maddesinin birinci fıkrasında, idari para cezasına ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı, kararın tebliği veya tefhimi tarihinden itibaren en geç onbeş gün içinde sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği öngörülmüş olup, anılan Yasa"nın yürürlüğe girdiği 1.6.2005 tarihinden itibaren Yasa"da sayılan idari yaptırımlara karşı 19. maddede belirtilen istisnalar haricinde sulh ceza mahkemelerinde dava açılabileceği; buna göre, 4077 sayılı Yasa hükümleri uyarınca, 25.7.2005 tarihinde idari yaptırım niteliğindeki para cezasına karşı açılan davada, sulh ceza mahkemesinin görevli kılındığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; Başkanlık yazısıyla sorulması üzerine Mahkemece verilen cevapta; davacı tarafından temyiz talebinde bulunulduğundan dava dosyasının Danıştay"a gönderildiği ve kararın kesinleşmediği belirtilmiştir.
Davacı şirket vekili, aynı istemle 9.12.2005 gününde adli yargı yerinde itirazda bulunmuştur.
ANKARA 12. SULH CEZA MAHKEMESİ; 10.3.2006 gün ve E:2005/1022 Müt. sayı ile, Kabahatler Kanunu"nun 3. maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği, yasaların uygulanmasında özel yasaların öncelikli olduğu, 4077 sayılı Yasada, ceza hükümlerine karşı itirazın, tebliğinden itibaren 7 gün içerisinde yetkili idare mahkemesine yapılması gerektiğinin hükme bağlandığı, kararın idari işlem niteliğinde bulunduğu mahkemelerinin itirazla ilgili karar verme yetkisinin bulunmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiş; bu karar yasa yoluna başvurulmayarak kesinleşmiştir.
Davacı Şirket vekilince, 6.4.2006 günlü dilekçe ile, doğduğunu öne sürdüğü olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi istemiyle başvuruda bulunulması üzerine, adli yargı dosyası Uyuşmazlık Mahkemesi"ne gönderilmiş olup; Başkanlık yazısı ile idari yargı kararının kesinleşme durumunu gösteren onaylı örneğinin gönderilmesi istenilmiş, Mahkemesince kararın kesinleşmediği bildirilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü"nün, Ahmet AKYALÇIN"ın Başkanlığında, Üyeler: M. Lütfü ÜÇKARDEŞLER, Coşkun ÖZTÜRK, Serap AKSOYLU, Z. Nurhan YÜCEL, Abdullah ARSLAN ve Levent ÖZÇELİK"in katılımlarıyla yapılan 6.11.2006 günlü toplantısında; Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK"in 2247 sayılı Yasa"da öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddi gerektiği yolundaki raporu ve dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Ahmet BEŞİNCİ ile Danıştay Savcısı Gülen AYDINOĞLU"nun, başvurunun reddi gerektiğine ilişkin yazılı ve sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 14. maddesinde, olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli, idari veya askeri yargı Mercilerinden en az ikisinin tarafları, konusu ve nedeni aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin ya da kesinleşmiş olması gerektiği hükme bağlanmıştır. Aynı Yasanın 27. maddesinde ise, Uyuşmazlık Mahkemesinin, uyuşmazlık çıkarmaya veya görev uyuşmazlıklarına ilişkin istemleri önce şekil ve süre açısından inceleyeceği; yöntemine uymayan veya süresi içinde ileri sürülmemiş istemleri reddedeceği kuralına yer verilmiştir
Anılan hükme göre, olumsuz görev uyuşmazlığının varlığının incelenebilmesi için, uyuşmazlığa konu edilen kararların kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş olması gerekmektedir.
Olayda, görev uyuşmazlığına konu edilen kararlardan, adli yargı yerince verilen karar kesinleşmiş ise de, idari yargı yerince verilen kararın temyiz edilmiş olması nedeniyle kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Belirtilen durum karşısında, olumsuz görev uyuşmazlığının varlığı için aranan "adli, idari veya askeri yargı mercilerinden en az ikisi tarafından verilen hükümlerin kesin olarak verilmiş veya kesinleşmiş görevsizlik kararları olması" koşulu gerçekleşmediğinden, 2247 sayılı Yasanın 14. maddesine uygun bulunmayan başvurunun aynı yasanın 27. maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.
SONUÇ: 2247 sayılı Yasanın 14. maddesinde öngörülen koşulları taşımayan BAŞVURUNUN, aynı Yasanın 27. maddesi uyarınca REDDİNE, 6.11.2006 gününde OYBİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.