Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9247 Esas 2022/14242 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/9247
Karar No: 2022/14242
Karar Tarihi: 18.10.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9247 Esas 2022/14242 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Asliye ceza mahkemesinde görülen bir davada sanık, 5607 sayılı yasaya muhalefet suçundan mahkum edilmiştir. Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmiştir. Temyiz incelenmesinde, suçta kullanılan nakil aracına yönelik yapılan incelemede nakil aracının müsadere edilemeyeceği kararına varılmıştır. Ancak sanık hakkında kurulan hüküme yönelik yapılan incelemede bazı hatalar tespit edilmiştir. Sanığın suç tarihinde uygulanacak kanun maddeleri, hesap hatası nedeniyle yanlış belirlenen ceza miktarı, yargılama giderleri ve diğer detaylar hakkında açıklamalar yapılmıştır.
5607 sayılı yasa değişiklikleri şu şekildedir:
- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eylemi 5607 sayılı yasanın 3/11. maddesi kapsamında kalır.
- Ancak 28/06/2014 tarihli 6545 sayılı yasa ile değiştirilen yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları da uygulanabilir.
- 15.04.2020 tarihli 7242 sayılı yasa ile değiştirilen 5607 sayılı yasanın 3/22. maddesine eklenen \"Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir.\" şeklindeki düzenleme de uygulanabilir.
7. Ceza Dairesi         2021/9247 E.  ,  2022/14242 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM :Hükümlülük, erteleme, müsadere, nakil aracının müsaderesine yer olmadığına

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    I- Suçta kullanılan nakil aracına yönelik yapılan temyiz incelenmesinde;
    Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre, katılan ... İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
    II-Sanık hakkında kurulan hükme yönelik yapılan temyiz incelenmesinde;
    1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu,
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
    Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen, 5607 sayılı Yasanın 3/11-son maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddelerinin somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    2-Gün adli para cezasının paraya çevrilmesi sırasında uygulama maddesi olan TCK'nun 52/2. maddesi yerine TCK’nun 50/1.maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
    3- Sanık hakkında hükmedilen 25 gün adli para cezası TCK’nun 52/2.maddesi uyarınca gün karşılığı 20,00-TL üzerinden 500,00-TL adli para cezası olduğu halde, mahkemece hesap hatası sonucu 5.000,00-TL olarak tayin edilmesi ve sonraki paragrafta 500,00-TL olarak belirtilmesi suretiyle hükmün karıştırılması,
    4-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Sanık hakkında verilen ve ertelenen hapis cezasının kanuni sonucu olarak TCK’nun 53/1-c bendinde yer alan hak yoksunluklarının kendi altsoyu bakımından uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi,
    5-Hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK’nun 51/8.madde ve fıkrası uyarınca denetim süresini iyi halli olarak geçirdiği takdirde ertelenen hapis cezasının infaz edilmiş sayılacağı ihtarına yer verilmemesi,
    6-Dava konusu kaçak eşyanın 5607 sayılı Yasanın 13/1.maddesi yollamasıyla TCK’nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine hükmedilmesi gerekirken, TCK’nun 54. maddesinin gösterilmesi suretiyle CMK’nun 232/6.maddesine muhalefet edilmesi,
    7- Yargılama giderleri ile ilgili olarak, 5271 sayılı CMK'nun 324. maddesinin 2. fıkrasında "Hüküm ve kararda yargılama giderlerinin kimlere yükletileceği gösterilir.” şeklindeki açık hükmü ile Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 26/05/1935 gün ve 111/7 sayılı "yargılama giderleri hükmün tamamlayıcı parçası olduğundan ilamlarda açıklanmalı, kime yükletileceği belirtilmedir" ve yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 02/05/1966 gün ve 4/3 sayılı "tefhim edilmekle hükmün esasını oluşturan kısa kararda yargılama giderinin miktarı ve kime ne miktarda yükleteceği belirtilerek, sanığın yükümlülüğü öğrenmesinin sağlanması ve bu sayede sanığın yargılama giderlerine karşı temyiz davası açıp açmama hususunda karar verme olanağı tanınması gerektiğini” belirten kararları karşısında, hükmün esasını oluşturan kısa kararda, sanığın yükümlülüğünü öğrenmesi ve buna göre yargılama giderleri yönünden temyiz yoluna başvurup başvurmayacağı hususunda karar vermesine imkan tanımak için, yargılama giderlerinin kime yükleneceğinin ve bu yükümlülüğün ne miktar olacağının belirtilmesi gerektiği halde, mahkemece kısa kararda yargılama gideri ile ilgili kısım miktar olarak boş bırakılarak ilgili miktar açıklanmadan, bilahare gerekçeli kararda belirtilmesi suretiyle usul ve yasaya aykırı hüküm kurulması,
    Bozmayı gerektirmiş, katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.







    Hemen Ara