Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3659 Esas 2012/11033 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3659
Karar No: 2012/11033

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3659 Esas 2012/11033 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı, Hazine adına kayıtlı olan 102 ada 477 nolu 35697700.68 m² yüzölçümündeki taşınmazda, davacının da bir bölümünün kendisine ait olduğunu iddia etmesi üzerine tapu iptali ve tescil davası açar. Mahkeme, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün orman niteliği olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verirken, yapılan araştırmanın yeterli olmadığı için hüküm usul ve yasaya aykırı bulunarak bozulur.
Kanun Maddeleri:
6831 sayılı Orman Kanunu
3402 sayılı Kadastro Kanunu
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümleri (259 ve 261. maddeleri)
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/3659 E.  ,  2012/11033 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    ... köyü 102 ada 477 nolu 35697700.68 m² yüzölçümündeki taşınmaz, Hazine adına orman niteliği ile tapuda kayıtlıdır. Davacı ..., vergi kaydı ve zilyetliğe dayanarak, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün kendisine ait olduğunu iddia etmiş, tapunun kısmen iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın (A) ile gösterilen bölümünün orman sayılan yerlerden olmadığı ve davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinme koşullarının oluştuğu, (B) ile gösterilen bölümün orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile bilirkişi raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen 3394,44 m² yüzölçümlü bölümün tapusunun iptali ile davacı adına tesciline, fazlaya yönelik talebin reddine karar verilmiş, hüküm davalı ... Yönetimi tarafından taşınmazın (A) ile gösterilen bölümüne yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu, 6831 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp 08.10.2005 tarihinde ilân edilerek kesinleşen orman kadastrosu ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır. Dava konusu taşınmaz orman kadastrosunda orman sınırları içerisinde bırakılmıştır.
    Her ne kadar mahkemece, temyize konu 102 ada 477 nolu taşınmazın (A) ile gösterilen bölümünün orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davacı yararına zilyetlikle mülk edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Şöyle ki; dava tapu iptali ve tescili davası niteliğinde olduğundan, tapu maliki Hazine davaya dahil edilmeden, yokluğunda yargılama yapılmıştır. Uzman ziraî bilirkişi raporunda, taşınmazın (A) ile gösterilen bölümünün toprak yığın alanı olarak kullanıldığını belirtmiş, keşifte dinlenen yerel bilirkişi, taşınmazın davacının atalarından kaldığını söylemiş, tanık dinlenmemiştir. Ayrıca, davacının tutunduğu 1937 tarih ve 30 tahrir numaralı vergi kaydının kapsamı hakkında fen bilirkişiden denetime elverişli krokili rapor alınmamıştır.
    Davacı, vergi kaydı ve kazandırıcı zamanaşımı nedeniyle zilyetliğe dayanmaktadır. Zilyetlik, maddî bir olgu olup, bunun tanık dahil her türlü delille kanıtlanması gerekir. Salt yerel bilirkişi anlatımı hükme dayanak alınamaz. O halde, mahkemece; tapu maliki Hazine davaya dahil edilerek, önceki bilirkişiler dışında bir ziraat mühendisi ve bir harita mühendisi bilirkişi ile yeniden yapılacak uygulama ve keşifte, taraflardan tanıkları sorulup, H.Y.Y.’nın 259 ve 261. maddeleri gereğince taşınmaz başında dinlenip; taşınmazın temyize konu bölümünün öncesi itibariyle niteliğinin ne olduğu, kime ait olduğu, zilyetliğin nasıl meydana geldiği, ne kadar süre ile ne şekilde devam ettiği, bunun ekonomik amacına uygun olup olmadığı, baraj yapımından önceki kullanım durumu, ne zaman toprak yığın alanı haline geldiği hususlarında tanıkların bilgi ve görgülerinin hangi eylemli olaylara dayandırıldığı belirlenmelidir. 3402 sayılı Yasanın 14.
    maddesi uyarınca, davacı yanında, (murisler) yönünden de tapu sicil ve kadastro müdürlükleri ile mahkeme yazı işleri müdürlüğünden araştırma yapılıp, aynı Yasanın 03.07.2005 tarih ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanma Yasası ile değiştirilen 14/2. maddesi gereğince sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, yasanın getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanmalı, mahkemece, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin kadastro tespit tutanak örnekleri ve bu parsellere uygulanan tapu ve vergi kayıtları ilk oluşturulduğu günden itibaren tüm gittileri ile getirtilerek bu taşınmazı sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı, tutunulan vergi kaydı genişletilebilir sınırları da içerdiğinden, komşu kayıtlardan yararlanmak ve sabit sınırdan başlamak üzere yöntemince zemine uygulanıp, 3402 sayılı Yasanın 20/C ve 32/3 maddeleri gereğince yüzölçümüne değer verilerek kapsamı belirlenmeli, yeni tarihli memleket haritası, hava fotoğrafı ile 1/5000 ölçekli fotogrametrik esasta hazırlanmış kadastro paftasının getirtilerek, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının (1/50000 ölçekli olarak) ölçeğini kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeğinin de memleket haritası ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterilecek rapor alınmalı, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır. Eksik inceleme, araştırma ve uygulamaya dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... Yönetiminin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 02/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.





    Hemen Ara