Esas No: 2022/6587
Karar No: 2022/14262
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/6587 Esas 2022/14262 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2022/6587 E. , 2022/14262 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1-Mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olmasının Anayasa’nın 141/3. ve CMK'nun 34, 230. ve 289/9. maddelerinin amir hükmü olduğu dikkate alınarak; iddia, savunma, sanıkların leh ve aleyhindeki kanıtların tartışılması, sanıkların savunmalarına neden itibar edilmediğinin denetime imkan verecek şekilde açıklanması, sübutu kabul edilen ve suç oluşturan eylemlerin belirlenmesi ve yasal öğelerinin gösterilmesi gerekmesine karşın; sanıkların kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçunu işlediklerinin kabul edilmesine ilişkin deliller ile 1072 sayılı Yasa kapsamında bulunan rulet makinasının maliki, zilyedi ya da işleteni olarak kabul edilmesi gerektiğine ilişkin delillerin nelerden ibaret olduğu ayrı ayrı karar yerinde gösterilip tartışılmadan gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
2-Sanıklardan ... hakkındaki hükümlerin belirlendiği başlık altında, 1072 sayılı Yasaya aykırılık suçundan verilen mahkumiyet kararının belirlenmesi ve bireyselleştirilmesi aşamasında sanık isminin ... yerine ... yazılması sureti ile hükümde çelişki meydana getirilmesi,
Kabule göre;
1-Anayasa Mahkemesinin 21/4/2022 tarihli ve 2020/87 esas, 2022/44 karar sayılı kararı ile 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Yasanın 23. maddesi ile yeniden düzenlenen ve 5271 sayılı CMK'nun 250. maddesinde hüküm altına alınan seri yargılama usulüne ilişkin aynı Yasanın Geçici 5/1-d bendinde yer alan“…kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış…” ibaresinin "seri muhakeme usulü" yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği de dikkate alınmak suretiyle, TCK'nun 7. ve CMK'nun 250. maddeleri uyarınca dosyanın “seri yargılama usulü” yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
2-5237 TCK'nun 7/2. maddesinde, "Suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanır ve infaz olunur." şeklindeki düzenlemeler uyarınca, sanıkların 24.11.2016 tarihli ve 6763 sayılı Kanunun 19. maddesi ile değişik 5237 sayılı TCK'nun 228/1. maddesinde yer alan ''...bir yıldan üç yıla kadar hapis ve iki yüz günden aşağı olmamak üzere...'' biçimindeki düzenleme uyarınca cezalandırılması aleyhe olacağından, suçun işlendiği 13.11.2014 tarihinde yürürlükte bulunan ''..bir yıla kadar hapis ve adli para cezası ile cezalandırılır.'' şeklindeki lehe yasa hükmü gereğince cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde, asgari hadden ceza verildiği belirtilmekle birlikte sanıklar hakkındaki temel cezanın 1 yıl hapis cezası olarak belirlenmesi,
3- Yargıtay bozma ilamı öncesi verilen ilk kararda, sanıklar hakkında 1072 sayılı Yasaya aykırılık suçundan hapisten çevrilen 7.300,00 TL ve doğrudan verilen 2.000,00 TL adli para cezasına hükmedildiği ve aleyhe temyiz bulunmadığı gözetilmeden, 1412 sayılı CMUK'nun 326/son maddesi gereği cezayı aleyhe değiştirme yasağına aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, sanıklar müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca isteme kısmen uygun olarak BOZULMASINA, 18/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.