Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/8587 Esas 2022/14326 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/8587
Karar No: 2022/14326
Karar Tarihi: 18.10.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/8587 Esas 2022/14326 Karar Sayılı İlamı

7. Ceza Dairesi         2022/8587 E.  ,  2022/14326 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 ve 5809 sayılı Yasalara muhalefet
    HÜKÜM :Hükümlülük, müsadere, nakil araçlarının iadesi

    Yerel mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    I.Katılan ... İdaresi vekilinin nakil araçlarının iadesi kararına yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
    Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre katılan ... İdaresi vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle nakil araçlarının iadesine dair hükmün ONANMASINA,
    II.Sanıklar hakkında 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik sanık ... müdafii, sanıklar ..., ...,... ve müşteki Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    5809 sayılı Yasaya muhalefet suçu yönüyle suçtan zarar gören ve davaya katılma hakkı bulunan Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu davadan haberdar edilmeksizin ve yokluğunda yargılama yapılarak hüküm kurulması nedeniyle, CMK’nun 260. maddesi uyarınca hükmü temyiz etme hakkı bulunduğu belirlenerek yapılan incelemede;
    1- 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçu yönüyle açılan kamu davasına katılma ve hükmü temyize hakkı bulunan BTK'na duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilip, katılma imkanı tanınmadan, yokluğunda yargılamaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Mahkemece sanıkların işlediği tek fiil ile hem 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesini, hem de 5809 sayılı Yasanın 63/9. maddesini ihlal ettiği, bu nedenle TCK'nun 44. maddesinde yer alan fikri içtima kuralları gereğince yalnızca daha ağır cezayı gerektiren 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi gereğince cezalandırılması kararı verilmiş ise de; 5607 sayılı Yasa uyarınca kaçakçılık fiili ve 5809 sayılı Yasa uyarınca ise cihazın teşhisine yarayan elektronik kimlik bilgileri kopyalama fiili şeklinde iki ayrı eylemin bulunduğu bu nedenle TCK'nun 44. maddesinin uygulanmasının mümkün olmadığı ve sanıklar hakkında atılı suçun unsurları oluşmadığından 5809 sayılı Yasaya muhalefet suçundan beraat kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
    Yasaya aykırı, sanık ... müdafii, sanıklar ..., ...,... ve müşteki Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    III.Sanıklar hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan kurulan hükme yönelik sanık ... müdafii, sanıklar ..., ... ve ...’ın temyiz taleplerinin incelenmesinde;
    1-Sanıklar hakkında 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
    2-Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    3-Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih ve 2015/398 Esas, 2017/272 Karar sayılı ilamlarında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanıkların eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
    İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 09.03.2015, iddianame düzenleme tarihinin 13.05.2015 olduğu,
    Sanık ...’a ilişkin Van 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/221 Esas, 2015/576 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 07.02.2015, iddianame düzenleme tarihinin 12.03.2015 olduğu,
    Sanıklar ... ve ...’a ilişkin Van 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2020/541 Esas sayılı derdest dosyasında sanık ... yönüyle suç tarihinin 18.10.2014, sanık ... Baştuhan yönüyle suç tarihinin 24.10.2014, iddianame düzenleme tarihinin ise her iki sanık yönüyle 30.11.2015 olduğu gözetilerek suç tarihlerine ve işlenen suçun niteliğine göre sanıkların eylemlerinin TCK 43. madde kapsamında zincirleme biçimde kaçakçılık suçunu oluşturup oluşturmadığının takdir ve değerlendirilmesi bakımından dosyaların celp edilerek incelenmesi, gerektiğinde derdest dosyanın birleştirilmesi, kesinleşen dosya yönüyle mahsubunun düşünülmesi ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun değerlendirilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi,
    4- Sanıkların eylemleri 5607 sayılı Yasanın 4/2 maddesi kapsamında kaldığı halde, bu hususta hüküm kurulmaması,
    ...’ın adli sicil kaydında 4733 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen tekerrüre esas mahkumiyet hükmü olduğu anlaşılmış olup, hükümden sonra 15.04.2020 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62.maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, sanık hakkında tekerrüre esas alınan ilamla ilgili öncelikle uyarlama yargılaması yapılıp yapılmadığı mahkemesinden araştırılarak, neticesine göre söz konusu ilamın tekerrüre esas alınıp alınmayacağının değerlendirilmesi gerekmesi,
    Yasaya aykırı, sanık ... müdafii, sanıklar ..., ... ve ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK 326/son gereğince sanıkların cezada kazanılmış haklarının saklı tutulması, 18.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.






    Hemen Ara