Esas No: 2012/26396
Karar No: 2013/29277
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/26396 Esas 2013/29277 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıya gönderdiği faturalı mallar karşılığında 30/07/2007 ve 30/10/2007 keşide tarihli ayrı ayrı 2700,00 TL, birleşen dosyada ise 23.04.2007 tarihli 3000,00 TL bedelli çekleri verdiğini, bu çeklerin bankaya ibrazında karşılıksız çıktığını, borç ödenecek diye beklerken çeklerin zamanaşımına uğradığını, başlattığı icra takibine davalının haksız itiraz ettiğini; ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, %40"dan az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, gönderilen malların bedelini ödediğini, davaya konu çeklerin davalının tarih ve sayılarını verdiği faturalar ile gönderilen malların karşılığı olmadığını, çeklerin keşide tarihleri ile malların gönderilme tarihleri arasında fark olduğunu, davaya konu çeklerin karşılığı olan malların davacı tarafından teslim edilmediğini, savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davacının davaya konu çeklerin karşılığı olan malları davalıya teslim ettiğini ispatlayamaması ve illetten mücerret olan kambiyo senetlerinin karşılığı posta çekiyle ödendiğinden dava ve birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacı davalıya 30.12.2005 tarihi ile başlayıp 20.5.2007 tarihi ile sona eren faturalar düzenleyerek kargo ile mal teslim ettiğini, karşılığında dava konusu çekleri 2012/26396-29277
aldığını, bedeli ödenmediği için çekleri takibe koyduğunu, davalı ise fatura bedellerini oğlu ile birlikte davacının posta çeki hesabına yatırdığını, çeklerin fatura karşılığı verilen çek olmadığını, çeke konu malları davacının teslim etmediğini savunmuş yapılan yargılama sonucunda mahkemece ispat yükü davacıya yüklenerek davanın reddine karar verilmiştir. Eldeki ve birleşen davada davalı taraf beyanında davaya konu fatura karşılığı mal bedelini ödediğini kabul ettiğine göre taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu ve ikrarına yeni bir vakıa ekleyerek çeke konu malında teslim edilmediğini iddia etmesi karşısında ispat yükünü üzerine aldığının kabulü gerekir. İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Davalı, davacının iddia ettiği vakıayı kabul etmekte, fakat bundan çıkan hukuki neticeyi ortadan kaldıracak diğer olayların varlığını da belirtip ikrarına eklemektedir. Yerleşik yargıtay içtihatlarına göre bağlantısız bileşik ikrarın bölünebileceği kabul edildiğine göre davada ispat yükü davalı tarafa geçmiştir. Buna göre davalının teslim almadığı mallarla ilgili davacı ile aralarında başka bir hukuki ilişki olduğu, davalının verdiği çeklerin bu başka alacağa ilişkin olduğunu yasal delillerle ispatlaması gerekmektedir. Mahkemece taraflar arasında oluşan akdi ilişki nedeniyle davalıya ödeme belgelerinin hangi faturaya karşılık geldiği konusunda imkan tanınmalı, ödemeye ilişkin yasal delilleri araştırılmalı, gerektiğinde yemin deliline başvurma hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.