Esas No: 2012/3085
Karar No: 2012/10977
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3085 Esas 2012/10977 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ktk. vekili, ... ve arkadaşları vekili ile davalı ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., 30.06.2003 tarihli dilekçesiyle; ... köyü mülkî hudutları içinde bulunan ve dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ... yaylasının kadimden beri, Belediye olmadan ... köyünün, Belediye olduktan sonra ... beldesinin yararlandığı yayla olduğu halde, hiç ilgisi bulunmayan davalı köylere tahsis edildiğini belirterek Mersin Tarım il Müdürlüğünün 30.05.2003 tarih, proje ve İstatistik şube müdürlüğünün 764 sayılı mer’a tahsis (yayla tahsis) kararının iptali istemiyle, birleşen dosya davacıları ... ve arkadaşları 15.08.2003 tarihli dilekçeleriyle, kendilerine ait tapulu ve zilyetlikleri altındaki taşınmazlara ... köyü tüzel kişiliğinin mera çalışması yaptığını belirterek davalı köyün yaptığı bu haksızlığın ve el atmasının önlenmesi istemleriyle, birleşen dosya davacısı ... 15.06.2004 tarihli dilekçesiyle, ... köyünde, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği yaklaşık 400 dönüm büyüklüğünde olan ve kendisine murislerinden intikal eden taşınmazının bulunduğunu ve taşınmazın ... köyü, köy tüzel kişiliğine mera olarak tahsis edildiğini öğrendiğini belirterek taşınmazın mera kaydının iptali ve hisseleri oranında mirasçılar adına tescili istemleriyle, davacılar ... ve arkadaşları vekili 01.07.2003 tarihli dilekçesiyle, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri ve ... köyü mülkî sınırları içinde bulunan taşınmazların Davultepe köyünün yerleşim yeri ve müvekkillerinin ziraat ettikleri arazileri olduğunu, ancak bu arazilerin ... ili Mera Komisyonunun 16.05.2003 tarihli kararı ile ilgisi olmayan davalı köylere tahsis edilmesinin yasal olmadığı ileri sürülerek mera ve yayla tespit kararlarının iptali ile taşınmazların müvekkillerinin ziraat arazileri olduğunun tespiti istemleriyle, birleşen dosya davacısı ... köyü köy tüzel kişiliği vekili 01.07.2003 tarihli dilekçesiyle, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği ve ... köyü mülkî sınırları içinde bulunan taşınmazın kadimden beri ... köyünün yaylası olduğunu, ancak ... ili Mera komisyonunun 16.05.2003 tarih ve 29.05.2003 tarihli valilik olurlu yayla tahsis kararıyla taşınmazın ... köyü ile davalı köylere tahsisi yapılmış ise de, bu Yayla sahasında hangi alanının hangi köyün tahsisli yaylası olduğunun ayrılarak gösterilmediğini, bunun da karışıklığa neden olacağı belirtilerek, dava dilekçesinde sınırları bildirilen yayla bölümünün ... köyüne müstakil olarak tahsis edilmesi ve mera tahsis kararının iptali
istemleriyle, yine ... vekili 03.02.2000 tarihli dilekçesiyle, dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği taşınmazın kadimden beri ... köyünün yaylası olduğunu, davalı ... köyü tüzel kişiliğinin dava konusu yaylayı başka köylülere ve hayvanlarına otlakiye olarak satarak, ... köyü köylülerinin hayvanlarının burada otlatmalarına engel olduklarını iddia ederek, dava dilekçesinde sınırları bildirilen yayladan ... köyünün kadimden beri yararlanma hakkı olduğunun tespitine ve söz konusu yaylaya davalı ... köyünün el atmasının önlenmesi istemleriyle ayrı ayrı olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesine dava açmışlardır.
... 2. Asliye Hukuk Mahkemesince, ayrı ayrı açılan davalar H.Y.U.Y.’nın 45. maddesi gereğince birleştirilerek yapılan yargılama sonucunda, dava konusu taşınmazların ... ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde bulunduğu ve ... köyünde kadastro çalışmalarının başlaması nedeniyle Asliye Hukuk mahkemesinin görevi sonra erdiği ve davalara bakma görevinin kadastro mahkemesinde olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve karar kesinleştiğinde dosyanın ... Kadastro Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
... Kadastro mahkemesi ise, dava edilen taşınmazlar hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği ve tutanak düzenlenmemesi nedeniyle kadastro mahkemesinin görevli olmadığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine, görevli ve yetkili mahkemenin ... Asliye Hukuk mahkemesi olduğuna karar verilmiştir. Davalı ... vekilinin, 25.05.2009 tarihli dilekçesiyle dosyanın ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi talebi üzerine, dosya ... Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiştir.
Dosyanın tekrar gönderildiği Asliye Hukuk Mahkemesince ise, kadastro mahkemesinin görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine davalı Hazinenin talebiyle dosyanın mahkemelerine geldiği ve davacıların kesinleşmeden sonra dilekçe vermedikleri gerekçesiyle H.Y.U.Y’ın 193/4 maddesi gereğince davaların açılmamış sayılmasına karar verilmiş, hüküm davacılar ..., ... ve arkadaşları vekili ile davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamalar göre, dava; mer’a tahsis kararını iptali, mera’nın aidiyetinin tespiti, elatmanın önlenmesi ile tapu iptal ve tescile ilişkindir.
Mahkemece, davacıların kadastro mahkemesi kararının kesinleşmeden sonra dilekçe vermedikleri gerekçesiyle 1086 sayılı H.Y.U.Y’ın 193/4 maddesi gereğince davaların açılmamış sayılmasına karar verilmiş ise de, karar tarihinden sonra 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 20/1 maddesiyle, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi halinde, süresi içinde taraflardan birinin başvurabileceğini, yani süresi içinde görevli mahkemeye davacı taraf başvurabileceği gibi davalı tarafın da başvurabileceği hükmü getirilmiştir.
Ayrıca, mahkemece verilen karar, 1086 sayılı H.Y.U.Y"un yürürlükte bulunduğu zaman ilkelerine göre de doğru değildir. Şöyle ki; mahkemenin gerekçesinde belirtiği üzere, 1086 sayılı H.Y.U.Y’ın 193 üncü maddesinin 2. fıkrasına göre, görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine davacının karşı tarafa görevli veya yetkili mahkemeden tebligat yaptırması zorunludur. Aynı Kanunun 193/3 üncü maddesine göre, her iki halde karara karşı temyiz süresinin sona erdiği tarihten başlayarak 10 gün içinde yeniden dilekçe verilmesi veya yeniden çağrı kâğıdı tebliğ ettirilmesi gerekir. Ancak, somut olayda; asliye hukuk ve kadastro mahkemeleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı meydana gelmiştir. Olumsuz görev uyuşmazlığı, Yargıtay"ca merci tayini yoluyla giderilir. Merci tayini kararının tebliğine rağmen, davacı tarafça dosyanın ele alınması isteğinde bulunulmadığı takdirde, anılan karar verilebilir. Merci tayini suretiyle görevli mahkeme belirlenmeden, daha önce görevsizlik kararı vermiş olan Asliye Hukuk mahkemesinin görevli olduğunu benimseyerek dosyayı ele alıp dosya hakkında karar vermesi usul ve yasaya aykırıdır.
Yerel mahkemece davanın açılmamış sayılması kararı verilmesi hem 1086 sayılı H.Y.U.Y"un yürürlükte bulunduğu zaman ilkelerine, hem de karar tarihinden sonra 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 20/1 maddesine aykırı
olması nedeniyle hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; tarafların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 01/10/2012 günü oybirliği ile karar verildi.