Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/14391 Esas 2013/29249 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/14391
Karar No: 2013/29249

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/14391 Esas 2013/29249 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davalı avukatın temsil ettiği kişi ile açılan boşanma davasında daha sonra vekalet ilişkisi sona erdirilmiş, fakat davalı avukat, vekalet ilişkisi sona erdikten sonra açılan boşanma davasından dolayı ücret talebinde bulunmuştur. Davacı avukat ise, bu talebe itiraz etmiş, ancak davada haksız itiraz yapılmıştır. Mahkeme, daha önce kesin bir hükümle çözümlenmemiş olan bir uyuşmazlık olmadığı için davayı reddetmiştir. Ancak, davacının talebinin, daha önce açılan davada ele alınmayan bir konu olduğu ve bu nedenle kesin bir hüküm olmadığı belirlenmiştir. Bu nedenle, mahkemece işin esası incelenerek sonuca göre bir hüküm kurulması gerektiği hükmedilmiştir. Kanun maddeleri: Türk Medeni Kanunu madde 179-185, Türk Vekiller Hukuku Kanunu madde 21.
13. Hukuk Dairesi         2013/14391 E.  ,  2013/29249 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ile davalı asil ... ve vekili Avukat..... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    KARAR
    Davacı, davalının vekili olarak ... 1.Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasında davalıyı temsil ettiğini, ayrıca davalıyı temsilen eşi aleyhine ... 4. Aile Mahkemesinde boşanma davası açtığını, ancak davanın 21/04/2005 tarihli duruşmasına, rızası hilafına başka bir avukatın vekil tayin edilerek duruşmaya girmesi üzerine vekalet ilişkisini sona erdirdiğini, daha önce fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, vekalet ücretinin tahsili amacıyla ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/203 E. sayılı dosyası üzerinden dava açtığını, söz konusu davanın 200.000,00 TL üzerinden kabul edilip kesinleştiğini, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda ise alacağının 224.600,00 TL olduğunun tespit edildiğini, 24.600,00 TL vekalet ücreti alacağının tahsili için takip başlattığını, ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, % icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, “... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/203 esas sayılı dosyasında verilen kararda, bilirkişi raporuna atıfta bulunularak karar verilmediği, dava konusu toplam 2.000.000,00 TL’lik alacak üzerinden %10 olarak vekalet ücreti tespit edilerek 200.000,00 TL vekalet

    ücretinin ödenmesine hükmedilip, söz konusu kararın kesinleştiği, bu durumda davacının vekalet ücreti alacağına ilişkin kesin hüküm bulunduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava konusu uyuşmazlığın daha önce kesin bir hükümle çözümlenmemiş olması dava şartıdır. Daha önce aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanılarak dava açılmış ve verilen hüküm kesinleşmiş ise, artık o dava konusu hakkında kesin hüküm mevcut olduğundan, aynı konuda yeni bir dava açılamaz.
    Davacının iş bu davadaki talebi, icra takibinde borcun sebebi olarak açıklamış olduğu, “... 1. Aile Mah.nin 2003/2102 esas ... 4. Aile Mahkemesi 2004/99 esas sayılı dosyalarına ilişkin karşı taraf vekalet ücretleridir.” Davacı bu hususta her ne kadar daha önce açmış olduğu vekalet ücretinin tahsiline ilişkin davada, mahkemece alınan bilirkişi raporuna dayanmışsa da, mahkeme kararında da belirtildiği gibi, önceki kararda bu rapora göre hüküm kurulmadığından, bilirkişi raporundaki fazla miktarın kesin delil niteliğinde olduğundan söz edilemez. Ne var ki, daha önce açılıp kesinleşen dava, “müvekkilin ödemesi gereken ve sözleşmeden doğan vekalet ücreti” iken, eldeki dava ise, icra takibinde borcun sebebi olarak açıklandığı üzere “takip edilen davalarla ilgili karşı taraf vekalet ücretleri”dir. Daha önce kesinleşen davada, karşı taraf vekalet ücretleri dava konusu olmadığı gibi, mahkemece de bu hususta herhangi bir hüküm kurulmamıştır. O halde, olayda, iş bu davanın dayanağı olan icra takip konusu olan, davacının karşı taraf vekalet ücreti alacakları yönünden kesin hüküm söz konusu olmadığından, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, olayda kesin hüküm bulunduğundan bahisle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 18,40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 26.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Hemen Ara