13. Hukuk Dairesi 2013/14391 E. , 2013/29249 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil ... ile davalı asil ... ve vekili Avukat..... gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalının vekili olarak ... 1.Aile Mahkemesinde açılan boşanma davasında davalıyı temsil ettiğini, ayrıca davalıyı temsilen eşi aleyhine ... 4. Aile Mahkemesinde boşanma davası açtığını, ancak davanın 21/04/2005 tarihli duruşmasına, rızası hilafına başka bir avukatın vekil tayin edilerek duruşmaya girmesi üzerine vekalet ilişkisini sona erdirdiğini, daha önce fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, vekalet ücretinin tahsili amacıyla ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/203 E. sayılı dosyası üzerinden dava açtığını, söz konusu davanın 200.000,00 TL üzerinden kabul edilip kesinleştiğini, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda ise alacağının 224.600,00 TL olduğunun tespit edildiğini, 24.600,00 TL vekalet ücreti alacağının tahsili için takip başlattığını, ancak takibe haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptaline, % icra inkar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, “... 1.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2005/203 esas sayılı dosyasında verilen kararda, bilirkişi raporuna atıfta bulunularak karar verilmediği, dava konusu toplam 2.000.000,00 TL’lik alacak üzerinden %10 olarak vekalet ücreti tespit edilerek 200.000,00 TL vekalet
ücretinin ödenmesine hükmedilip, söz konusu kararın kesinleştiği, bu durumda davacının vekalet ücreti alacağına ilişkin kesin hüküm bulunduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu uyuşmazlığın daha önce kesin bir hükümle çözümlenmemiş olması dava şartıdır. Daha önce aynı konuda, aynı taraflar arasında, aynı dava sebebine dayanılarak dava açılmış ve verilen hüküm kesinleşmiş ise, artık o dava konusu hakkında kesin hüküm mevcut olduğundan, aynı konuda yeni bir dava açılamaz.
Davacının iş bu davadaki talebi, icra takibinde borcun sebebi olarak açıklamış olduğu, “... 1. Aile Mah.nin 2003/2102 esas ... 4. Aile Mahkemesi 2004/99 esas sayılı dosyalarına ilişkin karşı taraf vekalet ücretleridir.” Davacı bu hususta her ne kadar daha önce açmış olduğu vekalet ücretinin tahsiline ilişkin davada, mahkemece alınan bilirkişi raporuna dayanmışsa da, mahkeme kararında da belirtildiği gibi, önceki kararda bu rapora göre hüküm kurulmadığından, bilirkişi raporundaki fazla miktarın kesin delil niteliğinde olduğundan söz edilemez. Ne var ki, daha önce açılıp kesinleşen dava, “müvekkilin ödemesi gereken ve sözleşmeden doğan vekalet ücreti” iken, eldeki dava ise, icra takibinde borcun sebebi olarak açıklandığı üzere “takip edilen davalarla ilgili karşı taraf vekalet ücretleri”dir. Daha önce kesinleşen davada, karşı taraf vekalet ücretleri dava konusu olmadığı gibi, mahkemece de bu hususta herhangi bir hüküm kurulmamıştır. O halde, olayda, iş bu davanın dayanağı olan icra takip konusu olan, davacının karşı taraf vekalet ücreti alacakları yönünden kesin hüküm söz konusu olmadığından, mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, olayda kesin hüküm bulunduğundan bahisle yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle, temyiz edilen hükmün, temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 18,40 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 26.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.