Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/25138 Esas 2013/29180 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/25138
Karar No: 2013/29180

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/25138 Esas 2013/29180 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2013/25138 E.  ,  2013/29180 K.

    "İçtihat Metni"


    1-..., 2-... vekili avukat ... ile Kiptaş vekili avukat ...aralarındaki dava hakkında ... 1. Tüketici Mahkemesinden verilen 25.1.2012 gün ve 722-40 sayılı hükmün Dairemizin 6.6.2013 tarih ve 14495-15322 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.

    K A R A R
    Davacı, ... Büyükşehir Belediyesinin desteği ve garantörlüğünde inşaa edilen... evleri projesinden A blok 5 nolu daireyi 17.11.2007 tarihinde 357.000 TL. bedelle satın aldığını, aralık 2009 tarihinde geçici teslim tutanağı ile teslim edildiğini, ancak satış ofisinde, broşür ve materyallerde tanıtımı yapılan, vaziyet planları ve fiilen gösterilen inşaat alanı ve sosyal yaşam alanlarının bulunduğu bölümün yarı yarıya azaltılarak özellikle basketbol ve tenis kortunun bulunduğu 4500 metrekarelik alanın bahçe dışına çıkartılarak sosyal yaşam alanlarının küçültüldüğünü, kalan alanda da vaad edilen oyun alanları, süs havuzlarının yapılmadığını, 15.5.2010 tarihinde yapılan açılış toplantısında, davalı yetkilisinin 4500 metrekarelik rekreasyon alanının tapu devrinin yapılamayacağının bildirdiğini, 4 kat maliki tarafından bu konuda tesbit de yaptırıldığını, davalının site dışındaki yeşil alanı site içinde gibi proje içine alıp gösterdiğini ve etrafını beton duvar ile çevirerek yanılttığını ayrıca daire içi taahhütlerini de sözleşmeye ve reklam broşürlerine göre tamamen aykırı olarak eksik ve ayıplı ifa ettiğini; akıllı ev sistemi alt yapısının kurulmadığını, duş bataryalarının termostatik yapılmadığını, güneş kolektörleri ile destekli su sisteminin kurulmadığını, ıslak zeminlerdeki su geri dönüşümünün sağlanarak klozet sifonlarında kullanımı ile ilgili taahhüdün yerine getirilmediğini, A ve B blok arasındaki dükkanların bulunduğu mahallin çatı bağlantısının yeşillendirilmediğini, pencerelerin açılır yapılmadığını, çardak, süs havuzu araç parklarının kalitesiz yapıldığı vs. taşınmazda değer kaybına sebep olan bu eksik ve ayıplar nedeni ile fazla hakları saklı kalarak, taşınmaz bedelinden 5.000 TL.nin bedel indirimi yapılarak faizi ile ödetilmesini istemiş, ıslah ile talep miktarını artırmıştır.
    2013/25138-29180
    Davalı, dava konusu alanın kampanyadan önce park alanı olarak terk edildiğini ve halen de yeşil alan olarak korunduğunu, düzenlenen broşürlerin icaba davet niteliğinde olduğu gibi, herhangi bir taahhüdün de bulunmadığını, süresinde bir ayıp ihbarı yapılmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
    Mahkemece, davanın kabulü ile, satış bedelinden 72.144, 00 TL.nin indirilerek 5.000 TL.nin dava tarihinden, 67.144, 00 TL.nin ıslah tarihinden değişen yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükmün davalı tarafından temyizi üzerine Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sonucu bozma kararı verilmiş olup, bu kez davacı tarafından karar düzeltme talebinde bulunulmuştur.
    Mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairemizce ;
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-”....Davacının kasım 2007 tarihinde satın aldığı dairenin aralık 2009 tarihinde fiilen teslim edildiği, davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını, dava tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı ve sonrasında 1.7.2010 tarihinde açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen yeşil alanın kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini istemiştir.
    Davacının dava dilekçesinde tanımladığı bu durumun satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu, davalıların bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur. Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4.maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır.
    Her ne kadar, 4.madde de konut satışlarında zaman aşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüş ise de, konutu satın alan davacı, açık ayıp halinde, malı teslim aldığı tarihten itibaren otuz gün içerisinde satıcı veya malike ayıp ihbarında bulunur ise, bu durumda malı teslim aldığı tarihten itibaren beş yıl içerisinde 4077 sayılı Kanun’a dayanarak dava açabilecektir.

    2013/25138-29180
    Hal böyle olunca, yeşil alana ilişkin mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapılmadığından bu talebin reddi gerekir.
    3-Yine mahkemece de kabul edilen klima tesisatının tekniğine uygun olarak kurulmaması, ıslak zeminlerdeki su geri dönüşümünü sağlayan sistemin gereği gibi yapılmamasının gizli ayıp niteliğinde olduğu ve yukarıda açıklandığı gibi süresinde bir ayıp ihbarının bulunmadığından bu taleplerin de reddi gerekir. Mahkemenin kabulünün aksine, ağır kusur ve ihmal halinde zamanaşımı süresi işlemezse de, ayıp ihbarının süresinde yapılması asıldır. Aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    4-Dava konusu sitedeki iki bloğu bağlayan bölüme ait çatıda yeşillendirmenin yapılmaması ve güneş kollektörlerinin olmamasının mahkemenin de kabulünde olduğu gibi eksik iş olduğu açık olduğuna göre, mahkemece bu eksiklikler nedeni ile bir değer kaybının bulunup bulunmadığı taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, ayrıntılı raporla tespit edilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, somut verilere dayanmayan bilirkişi raporu esas alınarak yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir. “ gerekçesi ile üç ayrı hukuki sebebe dayalı olarak bozulduğu anlaşılmaktadır.
    Dairemizce davacı tarafın karar düzeltme talebine konu itirazların incelenmesi sonucu;
    1-Mahkeme kararında belirtilip, Dairemizce de benimsenen gerektirici nedenler karşısında, usulün 440.maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmadığından, davacının dairemiz bozma kararının (3) ve (4) nolu bentlerinde belirtilen bozma sebeplerine ilişkin ve aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer karar düzeltme itirazlarının reddi gerekir.
    2-Davacı, dava konusu taşınmazın ortak alanında yer alan ve davalı tarafından taahhüt edilen yeşil alanın kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini talep etmiştir.
    Dava konusu yeşil alana ilişkin ayıplı ifaya dayalı husus dairemizin bozma karar gerekçesinde belirtildiği üzere açık ayıp niteliğinde olup, davacının 4077 sayılı yasanın 4. maddesinde yer alan seçimlik hakları kapsamında değer kaybına dair tazmin talebinde bulunabilmesi için bu ayıbın malın tesliminden itibaren 30 gün içinde davalı tarafa ihbar edilmesi gerekir.
    Davaya konu taşınmaz davacıya 17.12.2009 tarihli “konut teslim Tutanağı” ile teslim edilmiş olup, davacı
    2013/25138-29180
    teslim sırasında tutanağa “sitenin çınar blok ön kısmında yer alan ve sitenin ortak kullanım alanları arasında “ park “ olarak gösterilen alanın inşasının halen tamamlanmamış olduğu görülmüş ve bu alanın sitenin mülkiyetine de ait olmadığı anlaşılmış olmakla söz konusu ayıplı ifaya ilişkin tüm dava ve talep haklarımızı saklı tutuyoruz.”şeklinde şerh düşmek suretiyle davalı tarafa süresinde ihbarda bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece davacının yeşil alana ilişkin ayıp ihbarını süresinde yaptığı kabul edilerek, bu ayıplı teslimat nedeniyle bir değer kaybı bulunup bulunmadığına ilişkin taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli, ayrıntılı raporla tespit edilerek sonucuna uygun bir karar verilmelidir. Mahkemece, somut verilere dayanmayan bilirkişi raporu esas alınarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, sehven yazılı gerekçe ile bozulduğu anlaşılmış olmakla, davacının bu hususa ilişkin karar düzeltme talebinin kabulüne ve Dairemizin 06.06.2013 gün, 2012/14495 esas, 2013/15322 karar sayılı bozma kararının (2) nolu bendinin kaldırılarak, kararın yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmasına karar verilmelidir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının dairemiz bozma kararının (3) ve (4) nolu bentlerinde yer alan bozma sebeplerine ilişkin ve bunun dışında kalan sair karar düzeltme taleplerinin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının bu yöne ilişen karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 06.06.2013 gün, 2012/14495 esas, 2013/15322 karar sayılı bozma ilamının (2) nolu bendinin kaldırılmasına, mahkeme hükmünün yukarıda açıklandığı şekilde davacı yararına BOZULMASINA, 25.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Hemen Ara