Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4516 Esas 2012/10884 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/4516
Karar No: 2012/10884
Karar Tarihi: 01.10.2012

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/4516 Esas 2012/10884 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, müvekkili adına tescil edilen bir taşınmazın eksik olarak tesbit edildiğini, orman niteliği ile Hazine adına tescil edilen 102 ada 1 parsel sayılı taşınmazın içinde kaldığını iddia etmiştir. Mahkeme, davacı tarafın delillerini sunmadığı, keşif deliline ve keşif talebine dayanmadığı için davanın reddine karar vermiştir. Orman kadastrosu yapılıp tutanağı kesinleşen yerlerde 10 yıllık süre içinde zilyetliğe dayalı olarak orman kadastrosuna itiraz ve niteliği orman olarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptalinin de istenemeyeceği karara bağlanmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonunca belirlenen orman sınırı niteliği kazanır. Bu nedenle, davacının dava açma hakkı bulunmamaktadır. Kanunlar: 3402 sayılı Kadastro Kanunu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, 5304 sayılı Orman Kanunu, 5831 sayılı Orman Kanunu, 6831 sayılı Orman Kanunu.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/4516 E.  ,  2012/10884 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... köyü 102 ada 1 parsel sayılı 446221 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, orman niteliği ile Hazine adına tescil edilmiştir. Davacı, vekili, müvekkkili adına tesbit edilen 216 ada 3 perselin 710,97 m² olarak eksik tesbit edildiğini 5000 m² olması gereken taşınmazın 4289,03m²"si 102 ada 1 nolu orman parseli içinde bırakıldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 3402 sayılı Yasanın 12/3 maddesinin 10 yıllak sürede açılan tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 4. maddesi hükmüne göre yapılmış, çekişmeli parsel orman alanı içinde bırakılmıştır.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, mahkemece 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Yasasına göre tensip, ön inceleme tutanağı ve tahkikat tensip tutanağı aşamalarında yapılan usul işlemleri sonucunda davacı vekilinin dava dilekçesinde keşif deliline de dayanmadığı dikkate alınarak, davacı tarafa varsa yazılı delillerini (harici veya noter satış senedi, vergi kaydı, tapu kaydı vs.) tanık listesini sunması için verilen kesin önele rağmen delillerini sunmadığı, keşif deliline dayanmadığı gibi, mahkemeden keşif de talep etmediği, tahkikat birinci duruşmasında anlaşılmış olmakla, davacının davasını ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Kaldı ki; çekişmeli taşınmaz yörede orman kadastrosu 3402 sayılı Yasanın 5304 sayılı Yasa ile değişik 4. maddesine göre yapılmış ve tutanak orman niteliği ile kesinleşmiştir. Bu değişiklik, hükmün 5831 sayılı Yasa ile 6831 sayılı Yasanın 7. maddesine "Ancak, henüz orman kadastrosuna başlanılmamış yerlerde, 3402 sayılı Kadastro Kanunu hükümlerine göre belirlenen orman sınırı, orman kadastro komisyonunca belirlenen orman sınırı niteliği kazanır" cümlesiyle eklenmiştir. Buna göre; orman kadastrosu kesinleşen yerlerde, 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesine göre 10 yıllık süre içerisinde tapu sahiplerinin artık tapu kaydına dayanma koşulu dışında, zilyetliğe dayalı olarak orman kadastrosuna itiraz ve niteliği orman olarak taşınmazların tapu kayıtlarının iptalinin de istenemeyeceği HGK" nın 08/06/2005 gün ve 2005/20 - 327 - 377 sayılı ve 28/06/2006 gün ve 2006/20- 467 - 494 sayılı ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 13/03/2012 gün ve 2011/14622 - 2012/3708 sayılı kararlarında da aynen benimsenmiş olmakla, sonucu itibariyle doğru olan davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığının anlaşılmasına
    göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 01/10/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.



    Hemen Ara