13. Hukuk Dairesi 2012/29407 E. , 2013/29171 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı asil... geldi, davalı taraftan gelen olmadığından onun yokluğunda duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatın sözlü açıklaması dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı şirketin avukatlığını üstlenerek davalı ile avukatlık ücret sözleşmesi yaptıklarını, davalı şirket adına kayıtlı taşınmazların kıyı kenar çizgisinde kalması nedeniyle ... tarafından açılan dava sonucu tapuların iptaline dayalı olarak emsal ... kararlarına göre iptal edilen tapulara konu taşınmazların rayiç bedellerinin tahsiline ilişkin 1.000.000 YTL dava değeri üzerinden kısmi dava açtığını, bu davanın neticelenerek kesinleştiğini, bu davanın devamı sırasında davalı tarafın ıslahla miktarı artırmak için talepte bulunduğunu, sonrasında şirketin ekonomik durumu gerekçe gösterilerek miktarın artırılmadığı gibi ek dava açmak için kendisine yetkide verilmediğini, ayrıca kesinleşen mahkeme kararına konu alacağın tahsili amacıyla icra takibi yapılmasına izin verilmediğini ve haksız azledildiğini belirterek;kesinleşen kısmi davada hükmedilen 41.400 TL yasal vekalet ücretine karşılık şimdilik 8.400 TL, icra dosyasındaki vekalet ücreti olan 57.000 TL karşılığı şimdilik 9.570 TL,kısmi dava sonrasında kalan 4.357.399 YTL bedel üzerinden sözleşmeye göre kendisine ödenmesi gereken 435.739 TL akdi vekalet ücretine mahsuben şimdilik 11.435 TL"nin yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava ile davacı,açılan kısmi davadaki hükmedilen miktarın sözleşmeye göre % 10 karşılık gelen 100.000 TL akdi vekalet ücretinin ödenmediğini,davalıdan aldığı 6.000 TL avansın mahsubu ile 94.000 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2012/29407-29171
Davalı savunmasında, davacı avukat ile yapılan sözleşmenin 1. maddesine göre şirketçe gerek görülmesi halinde müddeabihin miktarının artırılacağının kararlaştırıldığını, bakiye kısma ilişkin davanın açılacağına dair bir düzenleme olmadığını nitekim idare ile yazışmalar yapılarak ödemenin sulh ile gerçekleştirilmesinin istendiği sonuç alınamaması üzerine yeni davanın şirket avukatı tarafından açıldığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davacının asıl davaya ilişkin taleplerinin kabulüne,birleşen davaya ilişkin olarak talep edilen 94.000,00 TL nin davalı tarafından ödenmiş olması nedeniyle bu konuda karar vermeye yer olmadığına, talep edilen 94.000,00 TL nin dava tarihinden ödeme tarihine kadarki işlemiş olan yasal faizinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, taraflar arasındaki vekalet ilişkisinden kaynaklanan alacağın tahsili istemine ilişkin olup,davacı, davalı ile yapılan avukatlık ücret sözleşmesine göre açılan kısmi dava sonucunda hükmedilen bedele konu alacağın tahsili amacıyla icra takibi imkanı verilmemesi nedeniyle mahrum kaldığı icra vekalet ücretleri ile kısmi davanın konusu dışında kalan bakiye alacak miktarı üzerinden yargılama sırasında ıslah suretiyle miktarın artırılmaması ve sonrasında ek dava açmak üzere kendisine yetki verilmemesi nedeniyle mahrum kalınan vekalet ücreti alacağının tahsilini talep etmiştir.
Taraflar arasında yapılan 15.05.2007 tarihli avukatlık ücret sözleşmesinin “İşin Konusu “ başlıklı 1. maddesinde; davacı avukat tarafından, davalı şirket adına kayıtlı 4 adet parsele konu taşınmazın tapu kaydının maliye hazinesi tarafından iptali nedeniyle,bu taşınmazların bedeline karşılık olarak fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak suretiyle 1.000.000 YTL dava değeri üzerinden tazminat davası açılacağı, davanın ilerleyen aşamalarında taşınmazların keşfen belirlenecek değerleri nazara alınarak iş sahibi şirketçe gerek görülmesi halinde miktarın artırılacağı ve davanın başarı ile sonuçlandırılması için davacının üzerine düşen gerekli çabayı göstereceğine dair düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı avukat tarafından sözleşmede kararlaştırıldığı üzere tazminat davasının açıldığı, yapılan yargılama sırasında davacı avukat tarafından ıslahla miktarın artırılmasına ilişkin olarak davalıya gönderilen 27.06.2011 tarihli ihtara rağmen, davalının sözleşmeye uygun olarak bu yönde bir talimatı olmadığı gibi, kısmi davanın kesinleşmesi sonrasında kalan bakiye tazminat bedeline ilişkin olarak dava açmak üzere davalıya gönderilen ihtarlara konu 02.07.2011 tarihli davalının cevabi yazısında bakiye kısma ilişkin dava açma yetkisinin iş sahibinde bulunduğuna dair sözleşmedeki hükme atıf yapılarak dava açılmasına gerek görülmediği bildirilmiştir.
2012/29407-29171
Taraflar arasında düzenlenen Avukatlık ücret sözleşmesinde,bu davanın konusu olan taleplere ilişkin olarak, davacı avukatın açacağı kısmi davaya konu hükmün infazı kapsamında davacı avukat tarafından icra takibi yapılacağı ve kalan bakiye miktara konu tazminat bedeli yönünden davacı avukatın dava açmakla görevli ve yetkili olduğuna dair bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Bu durumda davacı avukat tarafından sözleşme kapsamında açılan kısmi davanın sonuçlanarak mahkemece verilen kararın kesinleşmesi üzerine davacı avukatın görevinin sona erdiğinin kabulü gerekir.
Hal böyle olunca, mahkemece sözleşmedeki söz konusu düzenlemeler gözetilerek davacının asıl davaya konu talepleri arasında yer alan icra vekalet ücretleri ile bakiye tazminat miktarına konu vekalet ücreti alacağına ilişkin taleplerinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sözleşmenin yorumunda yanılgıya düşülerek bu kısım talepler yönünden de davanın kabulüne dair yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 25.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.