Esas No: 2011/8087
Karar No: 2011/5842
Karar Tarihi: 20.6.2011
Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2011/8087 Esas 2011/5842 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, 1.6.1997-31.12.2001 tarihleri arası Tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillere hükmün dayandığı kanuni gerektirici nedenlere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı 1.6.1997 tarihinden itibaren tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitini talep etmiş iken 2.6.2011 tarihli duruşmada talebini daraltarak 1.6.1997-31.12.2001 tarihleri arasında tarım Bağ kur sigortalısı olduğunun tesbitini istamiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile davacının 1.6.1997- 31.12.2001 tarihleri arasında tarım Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
Davanın, yasal dayanağını oluşturan 2926 sayılı Yasa’da 506 sayılı Yasa’nın 79.maddesine koşut geçmiş tarım Bağ-Kur hizmetlerinin tesbitine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir. 2926 sayılı Yasa’nın 7. maddesi hükmüne göre, bu yasaya göre, sigortalı sayılanlar, sigortalı sayıldıkları tarihten itibaren en geç üç ay içinde Kurum’a başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak zorundadırlar. Anılan Yasa’nın 5. maddesi ile 7. madde de belirtilen süre içinde kayıt ve tescillerini yaptırmayan sigortalıların hak ve yükümlülüklerinin kayıt ve tescil edildikleri tarihi takip eden aybaşından itibaren başlayacağı hükmü getirilmiştir. 2926 sayılı Yasa’nın 2. ve 3. maddeleri kapsamında, kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlardan yasanın uygulanma tarihinde 50 yaşını dolduran kadınlarla, 55 yaşını dolduran erkekler dışındakiler bakımından tarım Bağ-Kur sigortalılığı zorunlu sigortalılık niteliğinde bulunmaktadır. Başka bir ifade ile sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçip kaçınmak mümkün değildir. Diğer yandan resen tescil başlığını taşıyan 9.maddeye göre bu yasa kapsamında sigortalı sayılanların sigortalılıklarının başladığı tarihten itibaren 3 ay içinde Kurum’a kayıt ve tescilini yaptırmayanların tescil işlemlerinin Kurum’ca re’sen yapılması gerekmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 36.maddesi kapsamında Kurum’un prim alacaklarını Bakanlar Kurulu Kararı ile ürün bedellerinden tevkifat suretiyle tahsil etmesi mümkündür. Bu bağlamda 2.madde kapsamına girenlerin belirtilen şekilde prim borçlarının ürün bedellerinden tevkifat suretiyle kesilerek Bağ-Kur’a ödenmesi halinde kayıt ve tescil için kurum’a başvuru olmasa dahi bahse konu biçim de prim ödenmesi suretiyle kayıt ve tescil konusundaki iradelerini ortaya koydukları tartışmasızdır. Bağ-Kur’un iş bu prim ödenmesine rağmen, sigortalıyı re’sen kayıt ve tescil etmemesi yasanın kendisine
yüklediği re’sen tescil mükellefiyetine aykırılık teşkil etmektedir. 2926 sayılı Yasa’nın 10.maddesine göre, kayıt ve tescil işlemlerinde Valilik, Kaymakamlık, Özel İdare, Belediye, Muhtarlık ve Nüfus İdareleri kayıtları ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, kanunla kurulu meslek kuruluşlarının, tarım satış kooperatifler kanununa göre kurulan pancar ekicileri İstihsal Kooperatifleri ile Birliği, T.Şeker Fabrikaları Anonim Şirketi ve tarım kesimine yönelik faaliyette bulunan milli bankaların kayıtlarının esas alınacağı bildirilmiştir. Bu kayıtların tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmanın yasal karinesi olduğu ortadadır.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden , davacının sattığı ürün bedelinden tevkifat yoluyla tarım Bağ Kur’a ilk prim kesintisinin 14.5.1997 tarihinde yapıldığı, 2000 ve 20001 yıllarında ürün teslim ettiği yıllar dışında prim kesintisi ve ürün teslimine dair bir belgenin dosya arasında bulunmadığı, ziraat odası ve kooperatifte kaydının olmadığı , adına kayıtlı tarım arazisinin bulunduğu anlaşılmaktadır
Mahkemece prim kesintisinin bulunduğu 1.6.1997-31.12.1997 tarihleri arasındaki döneme yönelik istemin kabulü yerinde ise de , pirim kesintisinin bulunmadığı 1.1.1998-31.12.2001 tarihleri arasındaki dönemin kabulü isabetsiz olmuştur
Mahkemenin kabulüne göre de ; Kural olarak davayı kaybeden taraf yargılama giderleri ve avukatlık ücretinden sorumludur. Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa mahkemenin yargılama giderlerini taraflar arasında paylaştırması gerekir.(HUMK md.417). Somut olayda davacının dava dilekçesindeki talebinin daraltılması nedeniyle mahkemece daraltılan bu talebe göre karar verilmesi durumunda istemin bir kısmından ferağat edildiğinden davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken davanın kabulü denmek suretiyle davalı yararına avukatlık ücretine hükmedilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Yapılacak iş; davacının 1.1.1998-31.12.2001 tarihleri arasında dönem için varsa ürün sattığı kurum ve kuruluşlardan prim kesintilerine ait belgeleri getirterek davacının prim kesintisi olan dönemler yönünden isteminin kabulüne karar verilmesi gerekir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.6.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.