Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3760 Esas 2012/10837 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3760
Karar No: 2012/10837

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3760 Esas 2012/10837 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Dörtler köyü 232 parsel sayılı taşınmazın orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu iddia eden davacılar, mahkemeye başvurarak bu sınırlamanın iptalini istemiştir. Ancak mahkeme, yetersiz inceleme ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın reddine karar vermiştir. Yargıtay ise bu kararı bozmuş ve çekişmeli taşınmaza ilişkin detaylı bir inceleme yapılmasını istemiştir. Taşınmazın öncesinin belirlenmesi için eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin kadastro tutanakları ve dayanak belgeleri ilgili yerlerden getirtilip, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan uzman yüksek orman mühendisleri aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin kararları ve 5304 sayılı Yasa hükümleri gözönünde bulundurularak bir karar verilmelidir.
3116 Sayılı İmar Kanunu, 4785 Sayılı Tapu Kanunu, 5658 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu, 3402 Sayılı Orman Kanunu.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/3760 E.  ,  2012/10837 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacılar, tapu kaydına dayanarak yörede 1998 tarihinde ilk kez yapılan ve 18.07.1998 tarihinde ilân edilen orman kadastrosu sırasında Dörtler köyü 232 parsel sayılı taşınmazın orman sınırı içine alınması işleminin yanlış olduğunu, bu yere ait sınırlamanın iptalini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre, dava; on yıllık süre içinde açılan orman kadastrosunun iptali niteliğindedir.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme yeterli değildir. Hükme esas alınan orman bilirkişi raporlarında taşınmazların 1957 tarihli memleket haritasında yeşil renkli ormanlık alanda görüldükleri, en eski tarihli hava fotoğraflarında da orman sayılan alanda kaldığı belirtilmiş ise de, rapora ekli memleket haritası orijinal renkli olmadığı gibi kadastro paftası ile ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmadığı için doğruluğu da denetlenememektedir. Aynı şekilde, rapora ekli hava fotoğrafları üzerindeki konumu da denetime elverişli şekilde gösterilmemiştir. 1953 yılında yapılan tapulama çalışmalarında davalı taşınmaz bağ vasfı ile tespit ve tescil edilmiştir. Taşınmazın tapulama sırasındaki niteliği gözönünde bulundurularak memleket haritasındaki yeşil rengin nedeni açıklanmamıştır. Ayrıca, davacılar tarafından haricen alınıp dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda da taşınmaz üzerindeki ağaçlar incir ve zeytin olarak açıklanmıştır. Bütün bu olgular birlikte değerlendirildiğinde, hükme esas alınan orman bilirkişi raporu, yukarıda belirtilen maddi olgulara cevap verebilecek nitelikte olmadığından yetersizdir. Yetersiz ve denetime elverişli olmayan rapor hükme esas alınamaz. Bu nedenle; mahkemece, eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı ile çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin kadastro tutanakları ve dayanak belgeleri ilgili yerlerden getirtilip, önceki bilirkişiler dışında halen Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazlar ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı Yasalar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 tarih ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 tarih ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Yasanın 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman
    toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; eski tarihli hava fotoğrafları ile orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmazın konumunu çevre parsellerle birlikte haritalar üzerinde gösterecekleri yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalı, taşınmazın hava fotoğraflarındaki konumu ve görüntüsü rapor ekinde gösterilmeli, taşınmaz üzerindeki ağaçların yaşları ve cinsleri belirlenerek memleket haritasındaki yeşil görünümün bu ağaçlardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı tartışılmalı, yine taşınmazın 1953 yılındaki tapulamada bağ vasfıyla tespit edildiği göz önünde bulundurulmalı, tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 27/09/2012 günü oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara