Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3798 Esas 2012/10814 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3798
Karar No: 2012/10814

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3798 Esas 2012/10814 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı Hazine, dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın genel arazi kadastrosu sırasında tespit harici bırakıldığını, ancak tapuda kayıtlı olduğunu bildirerek tapuya tescil talebi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucu, dava konusu taşınmazın tapulu olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, taşınmazın yerini gösterir kroki ile düzenlenen raporlar arasında çelişki olduğu tespit edilmiştir. Mahkeme, bu çelişkinin nedenini araştırıp, uzman bilirkişilerden oluşacak bir kurul ile yeniden keşif yapılmasına karar vermiştir. Kararda geçen kanun maddeleri ise 3116 sayılı Yasa, 2/B madde uygulaması ve orman tahdidi ile ilgili hükümlerdir.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/3798 E.  ,  2012/10814 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı Hazine, ... köyünde yapılan genel arazi kadastrosu sırasında dava dilekçesinde sınırları gösterilen taşınmazın tespit harici bırakıldığını, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında olan yerlerden olduğunu bildirerek Hazine adına tapuya tescili talebi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonucu dava konusu taşınmazın tapulu olduğu anlaşıldığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; tescil davası niteliğindedir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 1942 yılında 3116 sayılı Yasa hükümleri gereğince yapılan orman tahdidi ile 10.11.1993 tarihinde ilân edilerek kesinleşen aplikasyon ve 2/B madde uygulaması bulunmaktadır.
    Her ne kadar mahkemece çekişmeli taşınmazın bir kısmının 635 parsel içinde bir kısmının da 84 parsel içinde kalmakta olduğu saptanmış ise de, halen tapuda kayıtlı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak dava dilekçesine ekli krokide dava konusu edilen taşınmazın 635 ve 637 parsel sayılı taşınmazların kuzeyinde ve hemen altında yol ile bu taşınmazlar arasında kalan taşınmaz olarak gösterildiği, oysa, karara dayanak alınan 03.02.2011 tarihli bilirkişi raporunda ise dava konusu edilen taşınmazın 2/B madde uygulaması ile orman sınırları dışına çıkarılan ve Hazine adına kayıtlı 635 parsel ile ...adına kayıtlı 84 parsel içinde kaldığının bildirildiği görülmüştür. Çekişmeli taşınmazın yerini gösterir dava dilekçesine ekli kroki ile fenni bilirkişiler ..., ... ve orman bilirkişi ...tarafından düzenlenen rapora ekli kroki birbiri ile çelişkili olup, bu çelişkinin nedeni de bilirkişi raporunda açıklanmamıştır. Mahkemece bu rapora dayanılarak hüküm kurulamaz.
    Mahkemece, öncelikle çekişmeli taşınmaza komşu 635, 636, 637, 114 ve 115 parsellerin bulunduğu yeri gösterir orijinal kadastro paftasının bir sureti getirtildikten sonra dava dosyası içinde mevcut olan ve Köyceğiz Kadastro şefliği tarafından 16.12.2010 tarihinde düzenlendiği anlaşılan kadastro pafta örneğinde 635 ve 637 parsellerin kuzey doğusunda boşluk olarak gözüken, fenni bilirkişiler tarafından düzenlenen rapora ekli krokide ise 114, 115 ve 790 parseller ile ... taşınmazı olarak gösterilen kısımda kalan taşınmazların kadastro parselleri olup olmadığı, bu kısmın yörede yapılan genel arazi kadastrosu sırasında ne olarak bırakıldığı araştırılmalı; 114, 115 ve 790 parsellerin varsa kadastro tespit tutanak örnekleri ve dayanakları ile kadastro sonucu oluşan tapu kayıtları, davalı iseler dava dosyaları istenmelidir. Bu belgeler getirildikten sonra mahkemece; önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman yüksek orman mühendisleri arasından seçilecek bir mühendis ve iki harita mühendisinden veya olmadığı takdirde iki tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte dava dilekçesine ekli kroki mahalline uygulanmalı, bu krokide gösterilen ve
    dava konusu edilen taşınmazın zeminde ve kadastro paftası üzerinde konumu tam olarak belinlenmeli, eğer dava dilekçesine ekli krokide gösterilen taşınmaz ile keşif sırasında dava konusu olduğu davacı vekili tarafından gösterilen taşınmaz farklı farklı taşınmazlar ise bu husus saptanmalı, kesinleşmiş tahdit haritası ve tapulama paftası mahallinde uygulattırılmalı; çevre taşınmazlara uygulanan kayıtlar varsa bu yönü ve çekişmeli taşınmazı ne olarak gösterdiği belirlenmeli, çekişmeli taşınmazın bir bölümünün 84 nolu parsel içinde kaldığının belirlenmesi halinde parsel malikine davacı Hazinece husumet yaygınlaştırılarak taraf teşkili sağlanmalı, tarafların delilleri toplandıktan sonra taşınmazın konumu uzman ve fen ehli bilirkişilere düzenlettirilecek tahdit hattı ile irtibatlı krokide gösterilmeli; oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Değinilen yön gözetilmeksizin uzman olmayan bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı Hazine"nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA 27/09/2012 günü oybirliği ile karar verildi.






    Hemen Ara