Esas No: 2009/12436
Karar No: 2010/4058
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2009/12436 Esas 2010/4058 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı payrdaşlığın giderilmesi davasına dair karar bir kısım davalılar tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Uyuşmazlık, bir adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesine ilişkindir. Mahkemece, taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, dava konusu edilen 89 parsel sayılı taşınmaza tarafların birlikte malik olduklarını, eski evin ..."e samanlık ve yeni evin ..."e ait olduğunu ağaçlarında bulunduğu kısmın ..."e vasiyet edildiğini, taşınmazın tasarrufu konusunda anlaşamadıklarını belirterek, taşınmazın satışı suretiyle paydaşlığın giderilmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, dava konusu taşınmaz üzerinde ..."e ve mirasbırakan ..."ye ait ev bulunduğunu, tapuda ..."e ait ev görünmekte ise de ..."in yaptırdğı bir ev bulunmadığını savunmuştur. Davalılar ...., ..., ..., ..., ..., ... ve ... ise dava konusu taşınmazın üçe bölünmesini istemiştir.
Paydaşlığın satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç vs. gibi bütünleyici parça ( muhtesat ) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhtesatın bir kısım paydaşlara ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta tüm paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhtesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa, bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhtesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza, ne kadarının muhtesata isabet ettiği oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhtesata isabet eden kısım muhtesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara dağıtılır.
Bütünleyici parçanın arzın paydaşlarına değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhtesat sahibi olarak davaya dahil etme ve ona satış bedelinden pay verme mümkün değildir.
Olayımıza gelince; dava konusu edilen ve satışına karar verilen ... parsel sayılı taşınmazın üzerinde iki adet bina, samanlık ile ağaçların bulunduğu yerinde yapılan keşif ve bilirkişi raporu ile tespit edilmiştir. Tapu kaydının şerhler hanesinde A harfli binanın 1965 yılında ..., ..., B harfli binanın 1945 yılında ... tarafından yaptırıldığı, ... parsel lehine geçit hakkı tanındığı anlaşılmaktadır.Bu durumda mahkemece yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda satış bedelinin oran kurularak dağıtılması gerekirken yazılı şekilde taşınmaz üzerindeki A harfli bina, samanlık ve ağaçların ... tarafından yapıldığının kabulü ile oran kurularak satış bedelinin dağıtılmasına karar verilmesine karşın ... tarafından yapılan bina ile ilgili oran kurulmadan dava konusu edilen taşınmazın satışına karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile HUMK.nun 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 7.4.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.