Esas No: 2021/9257
Karar No: 2022/14465
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9257 Esas 2022/14465 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/9257 E. , 2022/14465 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ceza hükmü temyiz edilmiştir. Malen sorumlu kişi temyiz talebinde bulunmadığı için müdahillik sıfatı kazanmadığından temyiz talebi reddedilmiştir. Sanık ise suçunun 5607 sayılı Yasa'nın farklı maddeleri ve sonrasında çıkan yasalar kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, ayrıca yeni düzenlemelerin sanık lehine olduğu ve yerel mahkemenin eksik inceleme yaptığı savunmalarını ileri sürmüştür. Yargıtay 7. Ceza Dairesi ise sanığın itirazlarını haklı bularak kararı bozmuştur. Mahkeme, 5607 sayılı Yasa'nın farklı maddelerinin ve sonrasında çıkan yasaların somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalarının karşılaştırılması gerektiğini, ayrıca TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrasının da gözetilerek uygulama yapma görevinin yerel mahkemede olduğunu belirtmiştir. Ayrıca, TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle yeniden değerlendirilmesi gerektiği de vurgulanmıştır. Kararda geçen kanun maddeleri şunlardır: 5607 sayılı Yasa'nın 3/1, 3/10, 3/10-son, 3/11, 3/22, 5/2. maddeleri, 6455 sayılı Yasa, 6545 sayılı Yasa, 7242 sayılı Yasa, TCK'nun 7. maddesi, 52/4. maddesi ve 54/3,4. maddeleri, 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi, ve 5275 sayılı Yasanın 106/3. maddesi.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Malen sorumlu ...'in temyiz talebinin incelenmesinde;
Kamu davasından haberdar edilmesine rağmen usulüne uygun dilekçe ile veya sözlü olarak katılma talebinde bulunmadığı için müdahillik sıfatı kazanmayan malen sorumlunun temyize hakkı bulunmadığından, vaki temyiz talebinin 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK'nun 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanık ...'in temyiz talebinin incelenmesinde ise;
1)Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/1, 3/10, 3/10-son madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla 3/1, 3/10, 3/10-son, 3/22, 5/2. madde ve fıkraları somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2)24/11/2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal Kararı ile 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
1)Sanığın suça konu eşyayı gümrük kapıları dışından ülkeye soktuğunun anlaşılması karşısında, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5607 sayılı Yasanın 3/1-2. cümlesi gereğince uygulama yapılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
2)Adli para cezasının taksitlendirilmesine ilişkin hükümde taksit aralığı belirtilmeyerek TCK'nun 52/4. maddesine muhalefet edilmesi ve infazda yetkiyi kısıtlayacak şekilde doğrudan verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda 5275 sayılı Yasanın 106/3. maddesi uyarınca hapse çevrilmesine karar verilmesi,
3)Kaçak eşya hakkında 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaleti ile TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsadere kararı verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
4)Dava konusu kaçak eşyanın miktarı gözetilerek TCK'nun 54/3. maddesi uyarınca nakil aracın müsaderesinin hakkaniyete aykırı olmadığı anlaşılmakla; suçta kullanılan 31 FV 012 plakalı nakil aracın kayden maliki olan ...’in usulüne uygun tebligat ile duruşmadan haberdar edilip dinlenilmesinin ardından davaya katılma hakkı tanınarak, malen sorumlunun iyiniyetli 3. kişi durumunda oIup olmadığının tespit edilmesi, sonucuna göre nakil aracın müsadere edilip edilmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm tesisi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ...’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 19/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.