Esas No: 2013/12646
Karar No: 2013/28937
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/12646 Esas 2013/28937 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, avukat olduğunu, davalının verdiği vekaletnameye istinaden iki adet davayı takip ettiğini, bütün masrafları kendisinin karşıladığını, davalının kendisini haksız olarak azlettiğini, ödenmeyen masraf alacaklarının tahsili için başlattığı icra takibine davalının haksız itirazda bulunduğunu ileri sürerek, davalının icra takibine vaki itirazının iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, haklı olarak azlettiğini, davacının istediği 5.000TL masrafı ödediğini, borcunun olmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının masrafları ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ödenmeyen masraf alacaklarının tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali isteğine ilişkindir. Mahkemece, davalının masrafları ödediğini ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Öncelikle belirtmek gerekir ki, Avukatlık Kanununun 173/2. maddesinde “Avukata tevdi edilen işin yapılması veya yapıldıktan sonra sonucunun alınması için gerekli bütün vergi, resim, harç ve giderler, iş sahibinin sorumluluğu altında olup, avukat tarafından ilk istekle avukata veya gerektiği yere ödenir.Bu harcamaların avukat tarafından yapılabilmesi için yeteri kadar avansın iş sahibi 2013/12646-28937
tarafından verilmiş olması gerekir.” hükmü mevcut olup, bu hüküm gereğince, işin görülmesi için gerekli olan tüm masrafların iş sahibi tarafından işin başında avukata ödenmiş olduğu karine olarak kabul edilmelidir. Buna göre ispat külfeti davacıda olup davacı karinenin aksini ispatlayamamıştır. Ne var ki, davacı, dava dilekçesinde “ve sair her türlü yasal delil” demek suretiyle yemin deliline de dayanmıştır. Öyle olunca mahkemece davacıya masrafları kendisinin yaptığı yönündeki iddiasını ispat açısından davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile ispat külfeti ters çevrilerek yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.