(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/3082 E. , 2012/10686 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2005 yılında yapılan kadastro sırasında ... köyü, 203 ada 10 sayılı parsel Eylül 1953 tarih 2254 numaralı toprak tevzi yoluyla oluşan tapu kaydı nedeniyle davacı adına tescil edilmiştir. Davacı yerinin eksik ölçüldüğü iddiasıyla dava açmış, davanın kabulü yolunda verilen karar Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06/10/2008 gün ve 11862-12167 sayılı bozma kararında özetle; " Davacıya ait 203 ada 10 parselin ( 2874 m² ) sınırında bulanan ve ... köyünde tapulama harici bırakılan yer hakkında açılan tescil davasının kabulüne karar verilmişe de , davacının tutunduğu ve 203 ada 10 parsele revizyon gören Eylül 1953 tarih 2254 numaralı toprak tevzi tapusunun haritası ile birlikte uygulanarak kapsamının belirlenmediği gibi, yörede orman kadastrosu yapılıp yapılmadığının da belirlenmediği, orman araştrıması yapılmadığı, bu araştırmalar yapılarak karar verilmesi " gereğine değinilmiştir. Mahkemece, Bozma kararına uyulduktan sonra davanın kabulüne ve 23.06.2011 günlü raporda (B) 2110 m² olarak gösterilen bölümün 10 sayılı parsele eklenmek suretiyle davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava tescil davası niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu ... beldesinde orman kadastrosu 26/04/1988 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir.
Şöyle ki, taşınmazın orman kadastro sınırları dışında kaldığı ve davacının tutunduğu, çekişmeli taşınmazın sınırında bulunan 203 ada 10 sayılı parselin tespitine esas alınan tapu kaydının taşınmaza uyduğu gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuşsa da; taşınmaz ... köyü ile Karşıyaka beldesinin müşterek sınırında bulunduğu halde, mahkemece her iki köye ait kenarlaştırılmış orman kadastro paftasının ve diğer orman kadastro evrakının getirtilmeden uygulama yapılmıştır, orman bilirkişi raporuna ekli haritanın da hangi köye ait olduğu anlaşılamamaktadır. Bunun yanısıra, fen bilirkişi tarafından davacının tutunduğu Eylül 1953 tarih 2254 sayılı , sınırları D: Yol ve ..., B:..., K:..., G:... olan 4520 m2 yüzölçümlü tapu kaydının, komşu 203 ada 10 parselle birlikte, dava konusu tescil harici bırakılan bölüme uyduğu açıklanmış, ancak; Toprak Tevzi haritasının fenni sıhhate haiz olmadığının, tapu kaydının zemindeki yerinin 4984 m2 olduğunun açıklanması üzerine, mahkemece 10 parselin yüzölçümü bu miktara tamamlanacak şekilde 2110 m2 taşınmazın davacı adına tesciline karar verilmiştir. 3402 sayılı Yasanın 20/A maddesi hükmü "Kayıt ve belgeler harita, plan ve krokiye dayanmakta ve bunların yerlerine uygulanması mümkün bulunmakta ise harita, plan ve krokideki sınırlara itibar olunur ” şeklindedir.
Fen elemanı bilirkişi tarafından toprak tevzi paftasının fenni sıhhatinin bulunmadığı açıklandığına ve tapu kaydının bir sınırı, fiili zeminde de taşınmazın üç sınırı tespit harici bırakılan taşınmazlara sınır olduğuna göre, artık paftadaki sınırlara değil, Aynı Yasanın 20/C maddesine göre, tapu kaydının miktarına itibar edilmesi, kayıt miktar fazlası kesim yönünden ise zilyedlikle kazanılabilecek yer olup olmadığının ve kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılması gerekir.
O halde; mahkemece; öncelikle ... köyü ve Karşıyaka beldesinde yapılan orman kadastro çalışmalarıyla ilgili işe başlama, işi bitirme, çalışma ve ilan tutanakları ile kenarlaştırılmış orman kadastro paftası getirtilmeli, bir ziraat mühendisi, bir Harita-Kadastro (Jeodezi ve Fotogrametri) mühendisi ile üç yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, orman kadastro haritası ve kadastro paftası ölçekleri denkleştirilerek, sağlıklı biçimde zemine uygulanıp, değişik açı ve uzaklıkta en az 5 ya da 6 orman sınır noktası gösterilecek biçimde, çekişmeli taşınmazın tahdit hattına göre konumu belirlenmeli, taşınmaz orman kadastro sınırları dışında ise ve tapu kayıt miktar fazlası varsa bu bölümün zilyedlikle kazanılacak yerlerden olup olmadığının tespiti bakımından yöreye ait en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile davanın açıldığı tarihten 15 - 20 yıl önce çekilmiş steoroskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler dava konusu taşınmaz ile çevresine uygulanıp, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar steoroskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip taşınmazın niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü belirlenmeli, dava konusu taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olması halinde, öncesinin ne olduğu, genel arazi kadastrosu sırasında hangi nedenle tespit harici bırakıldığı, imar-ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığı, maddi olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup saptanmalı, ziraat uzmanından da bu konuları açıklayan bilimsel içerikli rapor alınmalı, böylece toplanacak deliller çerçevesinde karar verilmelidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle; Hazinenin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun olmayan hükmün BOZULMASINA 25.09.2012 günü oybirliğiyle karar verildi.