Esas No: 2013/19266
Karar No: 2013/28847
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/19266 Esas 2013/28847 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, aracının satışı için davalıya vekalet vermiştir. Ancak davalı satış bedelini ödemediği için davalı hakkında icra takibi başlatmıştır. Davalı takibe itiraz etse de dava reddedilmiştir. Fakat kati satış sözleşmesi ile satış bedelini aldığı ve davacının vekilinin hesap verme yükümlülüğünü ihlal ettiği belirlenmiştir. Bu sebeple karar bozulup, vekilin hesap verme yükümlülüğüne uygun şekilde karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Kanun maddeleri:
- Borçlar Kanunu madde 390/2
- Borçlar Kanunu madde 392/1
- HUMK madde 440/1
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, aracının satışı için davalıya vermiş olduğu vekaletnameye istinaden davalının aracı .... sattığını, ancak satış bedeli olan 26.600,00 TL yı ödemediğini, davalıya keşide edilen 20.08.2010 tarihli ihtarnameye rağmen davalının ödeme yapmaması üzerine davalı hakkında icra takibi başlattığını, davalının takibe haksız yere itiraz ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, % 40 icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı duruşmadaki beyanında, ..."de görev yaparken arkadaşı dava dışı ...un ..."e giderek orada bir araç satın aldığını, satış bedelinin büyük bir kısmını ödediğini, kalan kısmını da ödedikten sonra devri alacağı konusunda satıcı davacıyla anlaştığını, dava dışı .."e döndükten sonra kalan borcunu davacıya ödediğini ve aracın devrini istediğini, davacının ..."e gelemeyeceğini söylemesi üzerine ....., onun bir arkadaşına vekalet verebileceğini söylediğini, Mehmet"in ricası üzerine davacının aracın devrini yapması için kendisine vekalet gönderdiğini, bu vekalet doğrultusunda aracın devrini Mehmet"e verdiğini, davacıyı tanımadığını, daha önce hiç karşılaşmadıklarını, bu araçla bir ilgisinin bulunmadığını, sadece rica üzerine aracın devrini verdiğini savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Her ne kadar mahkemece, uygulamada vekilin noterde resmi satışa imza atma dışında bir yükümlülüğünün bulunmadığı, 2013/19266-28847
satıcının bulunduğu yerden başka bir yerde satış yapılacaksa mutlaka formalite 3. kişi vekil bulunmasının zorunlu olduğu, davacının satış üzerinden 3 yıl geçtikten sonra 2010 yılında icra takibi yapmasının, aslında araç bedelinin vekilden alınamadığından değil, doğrudan alıcıyla satıcı arasındaki dosyaya yansımayan sebebe dayandığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş ise de; davalının, davacıya ait aracı, 09.06.2007 tarihli satış yetkisini içeren vekaletnameye istinaden 09.08.2007 tarihli kati satış sözleşmesi ile sattığı ve satış bedelini de nakden ve defaten aldığının sözleşmede yazılı olduğu dosya kapsamı ile sabittir. İleri sürülüş şekli ve dayanılan olgular çerçevesinde, davacının bu davadaki alacak isteminin, vekalet görevinin kötüye kullanılması, özellikle de, vekilin özen ve sadakatle ... görme ve hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranılması hukuksal nedenine dayandırıldığı açıktır. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. (B.K. md. 390/2) Eş söyleyişle, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. (B.K.md. 392/1) Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler evleviyetle dahildir. Belirtilen yükümlülüklere aykırı davranılması halinde vekilin, müvekkile karşı, onun bu yüzden uğradığı zararı tazmin yükümlülüğünün ortaya çıkar. Bu ilke ve kurallar altında somut olaya bakıldığında, davacının, kati satış sözleşmesinde yazılı miktarda alacak isteminde bulunmakla, vekili olan davalının satış işleminde özen ve sadakatle ... görme borcuna aykırı davrandığını da ileri sürdüğünün kabulü gerekir. Hal böyle olunca mahkemece, açıklanan ilkeler doğrultusunda vekilin hesap verme yükümlülüğünün bulunduğu gözetilerek hasıl olacak sonuca uygun şekilde karar verilmesi gerekirken, aksine düşüncelerle yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren ... gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.