(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/8531 E. , 2012/10650 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı dava dilekçesiyle; kadastro sırasında Yukarı ... Mahallesi, 106 ada 1 ve 4 sayılı parsellerin 6831 sayılı Yasanın 2/B maddesi gereği Hazine adına tespit edildiklerini, oysa taşınmazları 1994 yılından beri fiilen kullandığını iddia ederek, tapu kayıtlarının iptali ile adına tescillerini istemiştir. Mahkemece; davanın reddine, her ne kadar kadastro tutanakları istenmiş ve dosya arasına gönderilmemişse de tereddüte mahal vermemesi açısından dava konusu taşınmazların tespit gibi tescillerine karar verilmiş, hüküm davacı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Dosyanın yapılan incelenmesinde; mahkemece dava konusu olan Yukarı ... Mahallesi, 106 ada 1 ve 4 sayılı parsellerin tutanak asılları getirtilmeden, varsa tutanak iktisabında zilyet olanlar davaya dahil edilip taraf oluşturulmadan, davacı vekiline dava dilekçesini açıklaması yönünden 30 gün süre verilerek 30 günün sonunda davacı vekilinin dilekçesini açıklamadığı gibi mazeret de bildirmeden duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Kadastro tesbitine itiraz davalarında; tesbitine itiraz edilen tutanak aslı dosyaya getirtilip, davalı olup olmadığı ve kesinleşme durumu ile tesbit maliki ve varsa şerh sahibine husumetin yöneltilip taraf teşkilinin sağlanmış olduğu belirlenmeden hüküm kurulamaz. Davada taraf teşkili, davanın görülebilirlik koşuludur. Mahkemce bu hususun gözardı edilmesi bozmayı gerektirmiştir.
Bu nedenle; mahkemece öncelikle dava konusu Yukarı ... Mahallesi, 106 ada 1 ve 4 sayılı parsellere ait tutanak asılları getirtilmeli, varsa tutanak iktisabında zilyet olanlar davaya dahil edilmeli, sunacağı deliller varsa toplanmalı ve oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmelidir.
Kabule göre de; mahkemece verilen kesin süreye uymayan davacı vekilinin mazeret bildirmeden duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, davanın reddine karar verilmiş olması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 25.09.2012 günü oybirliği ile karar verildi.