Esas No: 2022/7626
Karar No: 2022/14713
Karar Tarihi: 25.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2022/7626 Esas 2022/14713 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2022/7626 E. , 2022/14713 K.Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen kararda, sanıkların 5607 sayılı Kanuna muhalefet suçundan mahkumiyetlerine hükmedildiği ancak bazı temyiz isteklerinin incelenmesi gerektiği belirtildi. Kararda, 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen düzenlemelerin sanık lehine olduğu ve suça konu eşyanın değerinin hafif olması veya etkin pişmanlık uygulamasının yapılması durumunda ceza indirimi öngördüğü ifade edildi. Ayrıca, 5271 sayılı CMK'nun 251/1. maddesi gereği basit yargılama usulünün uygulanması mümkün olan suçlarda, Anayasa Mahkemesi iptal kararı olsa da “Basit Yargılama Usulü” yönünden dosyanın değerlendirilmesi gerektiği vurgulandı. Kararın sonunda, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca hükmün bozulmasına karar verildiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere, sanıklar ... ve ... hakkında HAGB
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I. O yer Cumhuriyet Savcısının sanık ... hakkındaki hükme yönelik, katılan ... İdaresi vekilinin ise nakil aracına ilişkin temyiz isteminin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nun 231/12. madde ve fıkrası uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları itiraza tabi olup, kararın temyizi olanaklı bulunmadığından sanık ... hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı ile hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilen sanık ...’ye ait araç hakkında hüküm tesis edilmemesine yönelik temyiz talebinin de hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları nakil aracının müsaderesi ya da iadesi kararlarını da kapsayacağından aracın müsaderesine yönelik temyiz isteminin itiraz mahiyetinde kabul edilmesi gerektiğinden gereği mahallinde itiraz merciince değerlendirilmek üzere dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE,
II. Sanık ... müdafiinin temyiz talebinin incelenmesinde;
Sanık ...’nin sürücüsü olduğu araçta ele geçen dava konusu kaçak cep telefonlarının sanıkların aşamalardaki beyanları ve dosya kapsamına göre sanık ...’e ait olduğu, cep telefonlarının sahibi olan ... ile kaçak cep telefonlarını taşıyan ... hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, sanığın atılı suçu kabul etmediği ve sanık ... ile beraber emniyete gitmesinden başka sanığın mahkumiyetine yeter, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gözetilerek beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre;
1- Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2- Suç tarihinde yürürlükte bulunan 6545 sayılı Yasa ile değiştirilmeden önceki 5607 sayılı Yasanın 3/5. maddesinde düzenlenen suçun üst sınırının iki yıl olduğu gözetilerek;
17/10/2019 tarih ve 7188 sayılı Yasanın 24. maddesi ile yeniden düzenlenen 5271 sayılı CMK’nun 251/1. maddesine göre, “Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir.” şeklindeki hükme, 7188 sayılı Yasanın 31. maddesinde yer alan geçici 5/1-d. maddesi ile “01/01/2020 tarihi itibariyle kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz.” şeklinde sınırlama getirilmiş ise de, Anayasa Mahkemesi'nin, 19/08/2020 tarih ve 31218 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan, 25/06/2020 tarihli, 2020/16 Esas ve 2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile “...kovuşturma evresine geçilmiş...” ibaresine ilişkin esas incelemenin aynı bentte yer alan “...basit yargılama usulü...” yönünden Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, böylece “kovuşturma evresine geçilmiş basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden iptal kararı” verildiği anlaşılmakla; her ne kadar Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümez ise de, CMK’da yapılan değişikliklerin derhal uygulanması ilkesi geçerli olmakla birlikte, iptal kararının sonuçları itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğu, zira CMK’nun 251/3. maddesinde “Basit yargılama usulü uygulanan dosyalarda sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir” şeklindeki düzenleme gereği maddi ceza hukuku anlamında sanık lehine sonuç doğurmaya elverişli olduğundan TCK'nun 7. ve CMK’nun 251. maddeleri uyarınca dosyanın “Basit Yargılama Usulü” yönünden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.