Esas No: 2021/9654
Karar No: 2022/14817
Karar Tarihi: 25.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9654 Esas 2022/14817 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/9654 E. , 2022/14817 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Sanıklar hakkında hükümlülük, müsadere, sanık ... hakkında erteleme
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1- Olay tutanağına göre sanıkların 1. derece askeri yasak bölgede Suriye ülkesi istikametinden Türkiye İstikametine Asi nehri üzerinden birbirine bağlı bidonları geçirerek Türkiye tarafındaki ... plaka sayılı minibüse yüklediklerinin görülerek yapılan müdahale üzerine olay yerinde yakalanmaları ve minibüste yüklü halde 60 bidonda 1920 litre kaçak motorin ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda; sanıkların dava konusu marker seviyesi geçersiz akaryakıtı yurt dışından ülkeye bizzat soktuklarının anlaşılması karşısında, suç tarihinde yürürlükte bulunan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Kanunun 3/10. madde ve fıkrası uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
2- Dosya kapsamına göre sanık ...'ın diğer sanıkla birlikte kaçak akaryakıtı Asi nehri üzerinden ülkeye sokarak minibüse yükledikten hemen sonra suçüstü yakalanması karşısında 5237 sayılı TCK'nun 37/1. maddesi uyarınca asli fail olarak cezalandırılması gerektiği gözetilmeden eyleminin yardım eden olarak kabulü ile sanık ... hakkında eksik ceza tayini,
3- Kaçak eşyanın miktarı itibarıyla suç konusunun önem ve değerine göre, cezaların şahsiliği ve uygulamada birliğin sağlanması bakımından, benzer olaylarla mukayese edildiğinde, daha çok miktarda akaryakıt kaçakçılığı yapanlarla daha az miktarda kaçakçılık yapanlar arasında hakkaniyete uygun, adil bir ceza tayin edebilmek bakımından, 1920 lt akaryakıt kaçakçılığı yapan sanıkların benzer olaylarla karşılaştırıldığında vehamet arz etmeyen fiillerinin, eylem ile ceza arasındaki dengeyi bozacak şekilde teşdidi gerektirmediği halde, hakkaniyet ölçüleri ile bağdaşmayacak biçimde hapis ve adli para cezasının alt sınırından uzaklaşılarak sanık hakkında fazla ceza tayini,
4- Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/10. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/1-1. cümle, 3/1-2. cümle ve 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/1-1. cümle, 3/1-2. cümle, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
5- 5237 sayılı TCK’nun 53. maddesinde öngörülen hak yoksunlukları uygulanırken, 15.04.2020 tarih ve 31100 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 7242 sayılı Kanunun 10. maddesi ile anılan maddede yapılan değişiklik ve Anayasa Mahkemesi'nin TCK'nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24/11/2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı iptal kararı nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
TCK'nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, mahkum olduğu kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık ... hakkında anılan maddenin l. fıkrasının (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmasına yer olmadığına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi,
6- Davaya konu kaçak akaryakıt hakkında 14/11/2013 günü tasfiye kararı verilmekle birlikte tasfiyenin fiilen gerçekleşip gerçekleşmediğinin belli olmaması karşısında, eşya tasfiye edilmiş ise tasfiye bedelinin hazine adına irad kaydına, tasfiye edilmemiş ise 5237 sayılı TCK'nun 54/4. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi,
7- 5237 sayılı TCK.nun 54/1. maddesi uyarınca zoralım kararı verilebilmesi için zoralıma konu aracın iyiniyetli üçüncü kişilere ait olmaması gerektiğine göre, ruhsat sahibi ... tarafından 31 AEY 34 plakalı nakil aracının kaçakçılık suçunda kullanılması amacıyla sanıklara teslim edildiğine ilişkin dosya kapsamında delil bulunmadığı gözetilmeden nakil aracının sahibine iadesi yerine müsaderesine karar verilmesi,
8- Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine maktu vekalet ücreti yerine dilekçe yazım ücretine hükmolunması ve dilekçe yazım ücretinin, sanıklardan eşit olarak alınacağının hükümde belirtilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ve katılan ... İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.