Esas No: 2021/8591
Karar No: 2022/15100
Karar Tarihi: 25.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/8591 Esas 2022/15100 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/8591 E. , 2022/15100 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM:Hükümlülük, erteleme, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1)Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde,
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağı hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2)Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarih ve 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar sayılı kararında ayrıntıları belirtildiği gibi; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanığın eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi bakımından;
İncelemeye konu bu dosyaya ilişkin suç tarihinin 04/12/2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 16/01/2014 olduğu,
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 2022/111860 numarasında kayıtlı Altınözü 1. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2021/236 E. - 2022/188 K. sayılı dosyasında sanığa atılı eylem ile ilgili olarak suç tarihinin 16/11/2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 12/02/2014 olduğu,
Sanığın eylemlerinin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, anılan dosyanın incelenip, gerektiğinde birleştirilerek sanığın bu eylemi bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemediği ve haklarında TCK'nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
3)Suçun işlenmesinde kullanılan 63 FD 403 plaka sayılı nakil aracının kayden malikinin Birsen Adnan olduğu, aracının evin önünde üstünde anahtarı ile park halinde bulunduğu, aile efradının istediği zaman kullandığı, malen sorumlunun araçla mazot taşınacağından haberinin olmadığı, malen sorumlu ve sanığın birbiri ile uyumlu beyanı ile sabit olduğunun anlaşılması karşısında, dosyada iyiniyetli olduğunun aksine delil bulunmayan malen sorumluya ait nakil aracının hak sahibine iadesi yerine yazılı şekilde müsaderesine karar verilmesi,
4)Sanık hakkında tayin edilen adli para cezasının taksitle tahsiline karar verilirken, 5237 sayılı TCK’nun 52/4. maddesi hükmüne aykırı olarak ve infazda tereddüt oluşturacak şekilde taksit aralığının karar yerinde gösterilmemesi,
5)Kendisini vekil ile temsil ettiren katılan kurum adına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücreti hükmolunması gerektiğinin gözetilmemesi,
6)28/06/2014 tarih ve 29044 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkında Kanunu'nun 6545 S.Y’nın 81 nci maddesi ile değişik 106/3 ncü maddesi uyarınca ödenmeyen adli para cezasının doğrudan hapis cezasına çevrilemeyeceğinin gözetilmemesi suretiyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.