Esas No: 2013/18836
Karar No: 2013/28689
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/18836 Esas 2013/28689 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; davalı imzalanan 20.04.2009 tarihli sözleşme gereğince, davalının sahip olduğu dükkanın kirasının 20.11.2009 sonuna kadar 1.500 TL sinin, bu tarihten sonra ise kirada kaldığı süre boyunca yarısının kendisine verilmesi aksi halde ceza-i şart olarak 20.000 USD’nin kendisine ödenmesi gerektiğinin hüküm altına alındığını ancak sözleşme gereği ödenmesi gereken 7.500 TL’nin kendisine ödenmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 20.000 USD cezai şart ile 7500 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir
Davalı; davacının oğlu olduğunu, davacıya borcu olmadığını, sözleşmenin geçersiz olduğunu, davacının kendisine dükkan açmak için mevcut dükkanı istediğini ancak vermediğini, tartışmalara ve huzursuzluklara daha fazla dayanamayarak dava konusu sözleşmeyi yapmak zorunda kaldığını, sözleşme gereğince dava açılmadan bir ay öncesine kadar oğluna ödeme yaptığını ancak davadan bir ay önce kendisi ve ailesine karşı tehdit ve olumsuz davranışlarının devam etmesi üzerine ödemeyi yapmadığını belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, taraflar arasındaki belgenin sözleşme değil, bağışlama taahhüdü niteliğinde bulunduğu, belgenin karşılıklı edimleri içermediğinden, davacının bağış yapmak istememesi ve tutanakta yazılı ödemeyi yerine getirmemesi halinde davalının bunu yerine getirmeye ve sözleşmeye bağlı kalmaya zorlamanın mümkün olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır
Taraflar arasında tanzim edilen 20.04.2009 tarihli belge sözleşme özgürlüğü kapsamında düzenlenmiş olup, bağışlama taahhüdü niteliğinde bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bununla birlikte, davacı, anılan belgedeki bedel ile cezai şartın ödenmesi gerektiğini ileri sürerek eldeki davayı açmış olup, davalı ise baskı altında kaldığı için sözleşmeyi imzalamak zorunda kaldığını, bu nedenle sözleşmenin geçersiz olduğunu belirtmekte ise de, belgenin tanzim tarihi dikkate alındığında, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı B.K 31.maddesindeki 1 yıllık hak düşürücü sürenin de geçmiş olduğu anlaşılmakla, davalının bu yöndeki savunmasına itibar edilmesi de olanaklı değildir. Hal böyle olunca, mahkemece, davacının talebi değerlendirilerek, hasıl olacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, BOZMA nedenidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 19.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.