Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3338 Esas 2012/10493 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/3338
Karar No: 2012/10493

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3338 Esas 2012/10493 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Davacı, belli bir taşınmazın bir kısmının davalı adına kayıtlı olmasına rağmen orman niteliğinde Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkeme, davayı kabul etmiş ve tapu kaydının iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tesciline karar vermiştir. Ancak davalı, kararı temyiz etmiştir. Dosyada yer alan belgeler ve uzman bilirkişi raporlarına göre, taşınmaz daha önce yapılan orman kadastrosunun sınırları içinde kaldığı ve tapu sicilinde orman niteliğiyle Hazine adına kayıtlı olduğu halde, arazi kadastro ekiplerince hata ile ikinci kere kadastrosu yapılmış ve yolsuz olarak sicil oluşturulmuştur. Bu nedenle, malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve sicilin her zaman iptal edilebileceği belirtilmiştir. Mahkeme kararı, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran ve tapu kaydının yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olarak kabul edilmiştir. Kararda, 6099 sayılı Yasa'nın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesine de atıfta bulunulmuştur.
(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/3338 E.  ,  2012/10493 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi, davalı adına tapuda kayıtlı olan, ... beldesi, Küçüktekir mahallesi, 123 ada 5 parsel sayılı taşınmazın bir kısmının (242,894 m²), 1951 yılında yapılarak kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırı içinde ve fiilen orman olduğunu ileri sürerek tapusunun iptali ile orman niteliğinde Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece davanın KABULÜNE ve fen bilirkişi ..."nun 27.11.2011 tarihli krokili raporunda (B)=242,894 m² yüzölçümlü bölümünün tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava; orman iddiasına dayalı tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tespit tarihinden önce 3116 sayılı Yasaya göre 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 3402 sayılı Yasaya göre 1990 yılında yapılıp aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır.
    Yörede genel arazi kadastro çalışmaları 29.09.1993 tarihinde yapılıp 09.06.1994 ilâ 08.07.1994 tarihleri arasında ilan edilerek kesinleşmiş ve dava konusu taşınmaz davalı adına tapu siciline tescil edilmiştir.
    İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye ve uzman orman ve fen bilirkişiler tarafından kesinleşen orman kadastrosuna ait harita ve tutanaklar ile arazi kadastrosu paftasının uygulanması sonucu dava konusu taşınmazın 1951 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde kaldığı, taşınmaz daha önce yapılan orman kadastrosunun sınırları içinde ve tapu sicilinde orman niteliğiyle Hazine adına kayıtlı ve mülkiyet hakkı Hazineye ait kamu malı orman olduğu halde, arazi kadastro ekiplerince bu durum gözönünde bulundurulmadan, hata ile ikinci kere kadastrosu yapılıp yolsuz olarak sicil oluşturulmuşsa da, 766 sayılı Yasanın 46/2 ve 3402 sayılı Yasanın 22/1. maddeleri gereğince ikinci kadastronun yolsuz (T.M.Y.nın 1025. md.) ve bütün sonuçlarıyla hükümsüz olması nedeniyle malikine mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve T.M.Y.’nın 1026. (E.M.Y. 934 - İsviçre M.Y. 976) maddesi gereğince sicilin hiç bir süreye bağlı kalmadan her zaman iptal edileceği, somut olayda 3402 sayılı Yasanın 12/3. maddesi hükümlerinin uygulanma olanağının da bulunmadığı, baştan beri yolsuz tescil niteliğinde oluşturulan sicil kaydının, davalıya hiç bir zaman mülkiyet hakkı kazandırmayacağı ve başlangıcından itibaren yolsuz ve geçersiz olan tapu kaydının iptaline ilişkin mahkeme kararının yenilik doğuran (inşai), mülkiyet hakkını sona erdiren bir hüküm olmayıp, mevcut durumu saptayıp hukuksallaştıran, açıklayıcı (izhari), başka bir anlatımla; sicilin oluştuğu tarihten itibaren mülkiyet hakkının doğmadığını, sicilin yolsuz ve geçersiz olduğunu belirleyen bir hüküm olduğu kabul edilerek kaydın iptaline karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalı tarafın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 16. maddesi ile 3402 sayılı Yasaya eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve yatırdığı peşin temyiz harcının istek halinde iadesine 24/09/2012 günü oybirliği ile karar verildi.


    Hemen Ara