(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/4663 E. , 2012/10467 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
2006 yılında yapılan kadastro sırasında ... köyü 124 ada 4 parsel sayılı 46065,41 m² yüzölçümündeki taşınmaz, 1936 tarih 195 yazım numaralı vergi kaydı uygulanarak kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile Hamdullah ve ... adlarına tespit edilmiştir. Davacı ... Yönetimi, çekişmeli taşınmazın kesinleşen orman sınırlama haritası içinde kaldığı iddiasıyla dava açmıştır. Mahkemece, dava konusu taşınmazın fen ve orman bilirkişi tarafından ortak düzenlenen krokili raporda (A) ile işaretlenen 42,12 m² yüzölçümlü kesiminin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığı, (B) ile işaretlenen bölümünün de kesinleşen orman tahdit haritası dışında kalmakta ise de üç tarafının orman ile çevrili olduğu, üzerinde yer yer blok kayaların bulunduğu, 1958 basım tarihli memleket haritasında batı tarafının kapalı alanda gözüktüğü, orman bütünlüğünü bozduğu, ormandan açıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, mahkemece verilen bu ilk hüküm davalılardan ...’ın temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından bozulmuştur.
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 23.02.2011 tarih ve 2011/1494-1638 sayılı bozma kararında özetle: “Mahkemece verilen karar usul ve yasaya aykırıdır. Şöyle ki; Orman Yönetimi kesinleşen orman tahdit haritasına göre dava açtığı halde, mahkemece istem dışına çıkılarak çekişmeli taşınmazın fen ve orman bilirkişi tarafından ortak düzenlenen krokili raporda (A) ile işaretlenen 42,12 m² yüzölçümlü kesiminin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığı, (B) ile işaretlenen bölümünün de kesinleşen orman tahdit haritası dışında kalmakta ise de üç tarafının orman ile çevrili olduğu, üzerinde yer yer blok kayaların bulunduğu, 1958 basım tarihli memleket haritasında batı tarafının kapalı alanda gözüktüğü, orman bütünlüğünü bozduğu, ormandan açıldığı gerekçesi ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiştir. Davada Hazine taraf olmayıp, Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın, orman bütünlüğü içinde bulunduğu, zilyetlik yoluyla kazanılamayacak yerlerden olduğu iddiasıyla dava açılması halinde bu durumlar gözetilecektir.
Uzman orman bilirkişi tarafından kesinleşmiş orman tahdit haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan uygulama ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın (A) ile işaretlenen 42,12 m² yüzölçümlü kesiminin kesinleşen orman tahdit haritası içinde kaldığı, geriye kalan 46.023 m² bölümünün de kesinleşen orman tahdit haritası dışında kalan yerlerden olduğu anlaşıldığından, Orman Yönetimi tarafından açılan davanın (A) ile işaretlenen 42,12 m² yüzölçümlü bölüm yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi düşünce ile istem dışına çıkarılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın kısmen kabulüne ve dava konusu ... köyü, 124 ada 4 parsel sayılı taşınmazın kadastro tespitinin iptali ile teknik bilirkişi ...’ın 14.06.2011 tarihli raporuna ekli krokide (A) ile gösterilen 42,12 m²’lik bölümünün aynı ada ve parsel sayısıyla orman niteliğiyle Hazine adına, aynı krokide (B) ile gösterilen 46023,29 m²’lik bölümün tarla niteliğiyle ve son parsel sayısıyla davalı gerçek kişiler adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde 3116 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılıp 21.11.1949 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/09/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.