Esas No: 2013/3425
Karar No: 2013/28626
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2013/3425 Esas 2013/28626 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, hububat ihracatı ile uğraşan davalı şirkete, Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığınca “Dahilde İşletme İzin Belgesi” (DİİB) verildiğini, Bakanlar Kurulu Kararı gereğince Toprak Mahsulleri Ofisi Genel Müdürlüğü (TMO) tarafından bu belgeye dayalı olarak yapılacağı taahhüt edilen ihracat karşılığında davalı şirkete piyasa fiyatının altında hububat satışı yapıldığını, Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanlığının 21.8.2006 tarihli ve TMO Genel Müdürlüğü Başmüfettişliğinin ....6.2007 ve 23.2.2007 tarihli raporlarında, davalı şirketin ihracat yapmak kaydıyla kurumdan düşük fiyattan satın almış olduğu ürünleri ihraç etmediğinin, sahte ve usulsüz olarak düzenlenen ihracat kayıtlarının gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğini, kurumun bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, taraflar arasında imzalanan sözleşmelere aykırılıktan kaynaklanan toplam zarar miktarı olan 9.867.817,28 TL’nin %35 faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket, dava konusu usulsüzlük iddiaları nedeniyle Başbakanlık Dış Ticaret Müsteşarlığının ve TMO Genel Müdürlüğünün uygulamış olduğu müeyyidelere karşı ... .... İdare Mahkemesinde dava açtıklarını, mahkemece soruşturma raporundaki suçlamalarla ilgili olarak sunulan belgelerin, hukuki dayanaktan yoksun ve somut delillere dayanmadığı
gerekçesiyle söz konusu müeyyidelere ilişkin idari işlemlerin iptaline karar verildiğini, isnat edilen sahtecilik eylemleri ile hiçbir ilgileri bulunmadığını, Habur Gümrük Müdürlüğünde yapılan yolsuzluk ve usulsüzlükler nedeniyle tescillerin düzgün yapılmadığını, söz konusu problemlerden kendilerinin sorumlu tutulamayacaklarını, taahhüt etmiş oldukları ihracatların resmi olarak gerçekleştirildiğine ilişkin 80 klasör belgelerinin mevcut olduğunu, nitekim ihraç ürünleri ile ilgili yoğun talepler nedeniyle Irak’ın en büyük iki firmasıyla distribütörlük anlaşması imzaladıklarını, ihracatın yapılmadığına ilişkin iddiaların doğru olmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, “derecaattan geçerek kesinleşmiş olan ... .... İdare Mahkemesine ait 2007/1259, 1260, 1261, 1262, 1263 esas sayılı dava dosyalarının incelenmesinde, ... bu davaya esas teşkil eden ihracatın gerçeği yansıtmadığı yönündeki davacı TMO Genel Müdürlüğünün taahhüt hesabının müeyyideli olarak kapatılmasına ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlılık bulunmadığından idari işlemlerin iptaline karar verildiği, bu şekilde davanın esasını ve sebebini teşkil eden işlemin ortadan kaldırıldığı, şirket ve yöneticileri yönünden herhangi bir soruşturma ve kovuşturmanın da bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, taraflar arasındaki 10 adet hububat satışına ilişkin sözleşmelere aykırılıktan kaynaklanan zararın tazmini istemine ilişkin olup davacı, Başbakanlık Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı ile TMO Genel Müdürlüğü Başmüfettişliğinin ilgili raporlarına dayanarak, davalı şirketin ihracat yapmak kaydıyla kurumdan düşük fiyattan satın almış olduğu ürünleri ihraç etmediğini, sahte ve usulsüz olarak düzenlenen ihracat kayıtlarının gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek, bu nedenle oluşan kurum zararının tahsili istemiyle eldeki davayı açmıştır.
Her ne kadar mahkemece, “kesinleşmiş olan idare mahkemesi kararlarına göre, davanın esasını ve sebebini teşkil eden idari işlemlerin ortadan kaldırıldığı, şirket ve yöneticileri yönünden herhangi bir soruşturma ve kovuşturmanın da bulunmadığı” belirtilerek davanın reddine karar verilmişse de, ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/176 soruşturma, 2010/421 esas ve 2010/35 no’lu iddianamesi ile davalı şirket yetkililerinin de aralarında bulunduğu şüpheliler hakkında dava konusu olayla ilgili “resmi belgede sahtecilik, 4926 sayılı yasaya aykırılık” suçlarından ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2010/772 esas sayılı dosyasında kamu davası açıldığı ve halen derdest olduğu dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Borçlar Kanununun 53. maddesi gereğince hukuk hakimi, ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değilse de, mahkumiyet ve tespit edilen maddi olgularla bağlı olduğundan, ceza mahkemesinde açılan söz konusu kamu davasının sonucunun, eldeki davayı etkileyecek nitelikte olduğu anlaşılmakla, söz konusu ceza davasının kesinleşmesi, “bekletici sorun” yapılmak suretiyle hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, mahkemece değinilen bu yön göz ardı edilerek eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA,(2) numaralı bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 18.40 TL harcın istek halinde iadesine, 19.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.