Esas No: 2012/3168
Karar No: 2012/10434
Karar Tarihi: 24.09.2012
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/3168 Esas 2012/10434 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tespitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24/05/2010 gün ve 2010/6647-6765 sayılı bozma kararında özetle " Mahkemece, taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu ve davalı yararına 3402 Sayılı Yasanın 14. Maddesinde yazılı kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hükme yeterli değildir. Orman ve fen bilirkişi kurulundan alınan ek raporda ve dava dilekçesinde yörede 3116 Sayılı Yasa hükümlerine göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosundan bahsedildiği halde, buna ilişkin evraklar getirtilmemiş, arşivin yangın geçirmesi nedeniyle dosyası ve krokisi bulunmayan davalının dayandığı Asliye Hukuk Mahkemesinin 20.02.1976 gün ve 1972/348-33 sayılı kesinleşmiş kararında, ... ile ..."in 09.09.1972 tarihinde açtıkları orman kadastrosuna itiraz davasında Orman Bakanlığının 04 Aralık 1975 tarihli cevabi yazısı ve bu yazıya ekli kroki üzerine doğusu; ... tarafından itirazlı Devlet Ormanı, Batısı; Devlet Ormanı, Kuzeyi; ... tarafından itirazlı Devlet Ormanı, Güneyi ... vereseleri ile çevrili 22000 m2"lik taşınmazın 3500 m2"lik bölümü hariç geriye kalan 18500 m2"lik bölümün orman arazisi olmadığına karar verildiği, Orman İşletmesi tarafından Bulak Orman Bölge Şefi ... tarafından düzenlenen 15.09.1972 tarihli basit krokide ..."in dava ettiği, yine bunun kuzeyinde ..."ün dava ettiği yerler kırmızı taralı çizgilerle ve sınırlardaki ..., ... ve ... vereseleri yerleri de ayrıca gösterildiği ve davacı ..."in yerinin güney sınırı ... vereselerinin yerine bitişik olduğu, ..."ün dava ettiği yerin kuzeyinde ..."ın yerinin bulunduğunun işaretlendiği; dava konusu 172 ada 40 nolu parsel, aynı ada 41 numaralı orman parseliyle çevrili olduğu halde 172 ada 41 numaralı parselin tespit tutanak örneği ile tapu kaydı da getirtilmemiştir. Yine, 172 ada 13 ve 14 nolu parseller ... kızları ... ve ... adlarına tespit ve tescil edildiği, orman sınırları dışında kalan ... mirasçılarının yerinin neresi olduğu tespit edilmemiştir. Bu durumda; Asliye Hukuk Mahkemesinin 1972/348-1976/33 sayılı kararı ile orman sınırı dışına çıkartılan yerin güney sınırı orman sınırları dışında kalan ... vereseleri yerinden başlanmak suretiyle kesinleşen mahkeme kararının uygulanması ve mahkeme kararı ile orman sınırı dışına çıkartılan 18500 m2"lik yerin belirlenmesi gerekir.
Diğer taraftan, 15.09.1972 tarihli krokide ... Tepesinin yeri de işaretlenmiştir. Bu işaretlemeye göre 18500 m2"lik yer ... Tepesi üzerinde değil, bu tepenin güney batı yamacında bulunduğu görünmektedir.
O halde; 172 ada 41 nolu orman parselinin tespit tutanak örneği ve tapu kaydı getirtilmeli, 3402 Sayılı Yasanın 22. maddesi gereğince tespit tutanağı düzenlenmeden aktarılmak suretiyle tescil edilip edilmediği belirlenmeli, Asliye Hukuk Mahkemesinin 1972/348-33 sayılı kararında
sözü edilen Orman Bakanlığının 04 Aralık 1975 tarihli mütalaasına ekli başka bir kroki olup olmadığı Orman İşletme Müdürlüğünden sorulmalı, Orman Yönetiminin dava dilekçesinde açıkladığı, 1946 yılında 12 Numaralı Orman Tahdit Komisyonu tarafından 3116 Sayılı Yasaya göre yapılan orman kadastrosuna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme sonuçlarının askı ilan tutanakları ile haritaları getirtilmeli ve Mahmutdede Devlet Ormanında 1971 yılında 18 Nolu Orman Kadastro Komisyonunun yaptığı işlemin ilk orman kadastrosu mu yoksa aplikasyon ve 2. madde uygulama işlemi mi olup olmadığı Orman İşletmesinden yeniden sorulmalı ve buna ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile haritaları getirtilmeli, bundan sonra; bir orman ve bir fen elemanı aracılığı ile yeniden yapılacak keşifte asliye hukuk mahkemesinin 20.02.1976 gün 1972/348-33 sayılı kararında yazılı sınırlar okunarak yerel bilirkişi yardımıyla devlet ormanı içinde kalan ve itiraza konu olan ..., keza orman sınırı içinde kalan ... ile orman sınırı dışında kalan ve dava konusu yerin güney sınırını oluşturan ... vereseleri yerleri saptanmalı ve buna göre 15.09.1972 tarihli krokide turuncu renk ile taralı yerin orman kadastrosuna itiraz davasına konu yer olduğu düşünülerek buna göre kesinleşen mahkeme kararının kapsamı tayin edilmeli ve bu kapsama göre orman kadastrosuna itiraz davasına konu olan yerin ne kadarlık kısmının 172 ada 40 nolu orman parseli içinde kaldığı belirlenerek ancak o bölüm yönünden davanın kabulüne karar verilebileceği, 41 nolu orman parseli içinde kalan bölümler yönünden dava açılmamış olması nedeniyle o bölümlerin kesinleşmiş olacağı düşünülmeli, yargılama sırasında Hazinenin davaya müdahil olarak katılması halinde taşınmazın kadastro paftası ve memleket haritasındaki konumuna göre 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi uyarınca orman bütünlüğünü bozan orman içi açıklığı konumunda olup olmadığı değerlendirilmeli, orman içi açıklıkların kişiler adına özel mülk olarak tescil edilemeyeceği düşünülmeli, teknik bilirkişiye yapılan keşfi ve uygulamayı izlemeye olanak sağlayacak biçimde kroki düzenlettirilmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi " gereğine değinilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra davanın reddine ve dava konusu ... köyü 172 ada 40 parselin tespit gibi davalı adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava kadastro tespitine itiraz niteliğindedir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1949 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 06/10/1971 tarihinde yapılıp dava tarihinde kesinleşen tahdit vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 24/09/2012 gününde oybirliği ile karar verildi.