Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2019/6486 Esas 2022/14946 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
7. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/6486
Karar No: 2022/14946
Karar Tarihi: 26.10.2022

Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2019/6486 Esas 2022/14946 Karar Sayılı İlamı

     Özet:

Mahkeme, 5607 sayılı Yasa'ya muhalefetten verilen hükmün temyiz edildiği dosyada, sanığın eylemlerinin hangi suç maddesi kapsamında değerlendirileceği tartışılmıştır. Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eylemlerinin 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi veya 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri kapsamında kaldığı belirlenmiştir. Ayrıca, sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin yanlış yazıldığı, TCK'nun 53. maddesi açısından Anayasa Mahkemesinin kararının dikkate alınmadığı ve suçların zincirleme suç olarak değerlendirilip edilmeyeceği ve kesinleşmiş cezaların mahsup edilip edilemeyeceği hususlarının tartışılmadan hüküm verildiği belirtilmiştir.
Detaylı kanun maddeleri ise şöyledir:
- 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi
- 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi
- 5607 sayılı Yasanın 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri
- TCK'nun 43. maddesi
- TCK'nun 53. maddesi
- TCK'nun 62. maddesi ve fıkraları
- CMK'nun 232/6. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi
- 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi
- 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi
- 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası
7. Ceza Dairesi         2019/6486 E.  ,  2022/14946 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
    HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere

    Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
    1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanığın eylemlerinin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10. madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu gözetildiğinde;
    Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanık lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
    Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesi ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/18. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası nazara alınarak sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
    2-Dairemizce de kabul gören Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 08.04.2014 tarihli, 2013/7-591 Esas, 2014/171 Karar ve 16.05.2017 tarih, 2015/398 Esas ve 2017/272 Karar sayılı kararlarında; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesindeki özellikler, fiillerin işleniş yer ve zamanı, fiiller arasında geçen süre, korunan değer ve yarar, hareketin yöneldiği maddi konunun niteliği, olayların oluş ve gelişimi ile dış dünyaya yansıyan diğer tüm özellikler birlikte değerlendirilip, sanıkların eylemlerini bir suç işleme kararının icrası kapsamında gerçekleştirip gerçekleştirmediği ve hakkında TCK’nun 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususlarının tartışılarak belirlenmesi gerektiğinin belirtildiği dikkate alınarak;
    Temyiz incelenmesine konu bu dosyaya ilişkin suç tarihlerinin 10.10.2013-27.09.2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 25.11.2013 olduğu,
    Yapılan UYAP sorgulamasında halen derdest olduğu anlaşılan İstanbul 57. Asliye Ceza Mahkemesinin 2020/344 Esas sırasında kayıtlı dosyada suç tarihinin 11/09/2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 29/11/2013 olduğu,
    Sanığa ait temyiz edilmeksizin kesinleşen İstanbul 57. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2014/71 Esas, 2014/858 Karar sayılı dosyasında suç tarihinin 12/09/2013, iddianame düzenleme tarihinin ise 28/02/2014 olduğu,
    Dairemizin 2021/7228 Esas numarasında kayıtlı İstanbul 56. Asliye Ceza Mahkemesinin 2013/1263 Esas sayılı dosyasında suç tarihlerinin 09/09/2013, 30/09/2013, 11/10/2013, 18/10/2013, hukuki kesintiye neden olan iddianame düzenleme tarihinin ise 25/11/2013 olduğu,
    Anılan dosyalarda sanığın eylemlerinin benzer mahiyette olduğu dikkate alınarak, dosyaların incelenmesi, kesinleşen dosyanın aslının veya onaylı bir örneğinin bu dosya arasına alınarak, sanığın bu eylemleri bir suç işleme kararı icrası kapsamında işleyip işlemediği ve hakkında TCK'nun 43. maddesi uyarınca zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanamayacağı ve kesinleşmiş cezanın mahsup edilip edilmeyeceği hususu tartışıldıktan sonra bir karar verilmesi gerektiği dikkate alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
    3-Sanık hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 62. maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
    4-TCK'nun 53. maddesinin uygulanması açısından 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas- 2015/85 Karar sayılı kararı gözönünde bulundurularak hüküm oluşturulmasının gerektiğinin gözetilmemesi,
    Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 26.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Hemen Ara