Esas No: 2021/32418
Karar No: 2022/14882
Karar Tarihi: 26.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/32418 Esas 2022/14882 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/32418 E. , 2022/14882 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, sanık ... hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet ve resmi belgede sahtecilik suçlarından hükümlülük; sanık ... hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet ve resmi belgede sahtecilik suçlarından hükümlülük, erteleme; sanık ... hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan hükümlülük, erteleme, araçların müsaderesine
Bölge Adliye mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Katılan Gümrük İdaresi vekilinin, sanık ... hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Atılı suçtan doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi'nin kamu davasına katılmasına karar verilmesi hükmü temyize yetki vermeyeceğinden, katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz isteğinin CMK'nun 298. maddesi uyarınca REDDİNE,
II-Sanık ... müdafiinin resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
5271 sayılı CMK'nun 288 ve 294. maddelerinde yer alan düzenlemeler nazara alınıp aynı Kanunun 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri ile sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde belirttiği nedenler de gözetilerek yapılan değerlendirmede, Bölge Adliye Mahkemesi tarafından gerçekleştirilen inceleme neticesinde resmi belgede sahtecilik suçundan verilen beraat hükmüne ilişkin istinaf başvurusunun kabulü ile anılan hükmün kaldırılarak sanığın atılı suçtan mahkumiyetine dair kurulan hükme yönelik temyiz sebepleri yerinde görülmediğinden, sanık müdafiinin temyiz isteminin 5271 sayılı CMK'nun 302/1. madde ve fıkrası gereğince ESASTAN REDDİNE,
III-Sanıklar ... ve ... müdafiilerinin 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talepleri ile katılan Gümrük İdaresi vekilinin, sanıklar ... ve ... hakkında 5607 sayılı Yasaya muhalefet suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine aynı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek ilgili hükümlerin yasal koşullarının oluşup oluşmadığının saptanması ve sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
Kabule göre de;
1-Suç tarihinde sanıkların eylemine uygun düşen 5607 sayılı Yasanın 3/1. maddesi yerine 3/4. maddesi uygulanarak eksik ceza tayini,
2-Sanıklar ... ve ... hakkında takdiri indirim uygulama maddesinin 5237 sayılı TCK'nun 62/1.maddesi yerine TCK'nun 62.maddesinin yazılması suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine aykırı davranılması,
3-Hapis cezası ertelenen sanıklar ... ve ... açısından, 5237 sayılı TCK'nun 51/7. maddesi gereğince denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi veya kendisine yüklenen yükümlülüklere hakimin uyarısına rağmen uymamakta ısrar etmesi halinde ertelenen cezanın kısmen veya tamamen infaz kurumunda çektirilmesine karar verileceğine dair ihtarat ile TCK'nun 51/8. maddesi gereğince denetim süresinin iyi halli olarak geçirilmesi halinde ise cezanın infaz edilmiş sayılacağına dair ihtaratın yapılmaması,
4-Sanıklar ... ve ... açısından; 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesine objektif koşullar bakımından engel halleri bulunmadığı anlaşılan, savunmalarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmesini talep eden ve dosyada ... varakası bulunmadığından kamu zararından haberdar olmayan sanıklara, Gümrük İdaresine düzenlettirilecek ... varakasındaki gümrüklenmiş değere dahil olan dava konusu eşyanın “ithalinde öngörülen gümrük vergileri ve diğer eş etkili vergiler ile mali yükler” toplam tutarı olan miktarın kamu zararı olduğunun bildirilmesi ve sonucuna göre gerektiğinde 5271 sayılı CMK'nun 231/9. fıkrası da gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, sanıklar hakkında zararı gidermedikleri şeklindeki yasal olmayan gerekçe ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına hükmedilmesi,
5-Sanık ...'ın tekerrüre esas olabilecek adli sicil kaydında elektrik hırsızlığı suçunun 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanunun 82. maddesi uyarınca yürürlükten kaldırılarak TCK'nun 163/3. maddesinde yeniden düzenlenmesi ve anılan Kanunun Geçici 2. maddesinin 2. fıkrasında; elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan mahkumiyeti bulunan kişinin anılan Kanun'un yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 6 ay içinde zararı tamamen tazmin etmesi halinde verilen cezanın tüm sonuçlarıyla ortadan kaldırılacağının hükme bağlanmış olması karşısında, adli sicil kaydındaki elektrik hırsızlığına ilişkin ilamla ilgili olarak uyarlama yargılaması ve ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılarak sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
6-Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinde istinaf yoluyla görülen birden fazla duruşması olan işler için 2.725,00 TL maktu vekalet ücreti öngörüldüğü halde katılan Gümrük İdaresi lehine 1.362,00 TL maktu vekalet ücretine hükmolunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ... ve ... müdafiileri ile katılan Gümrük İdaresi vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin 5271 sayılı CMK'nun 302/2. maddesi gereğince BOZULMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Yasanın 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK'nun 304. maddesi uyarınca dosyanın ... Bölge Adliye Mahkemesi 16. Ceza Dairesi'ne gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, 26/10/2022 tarihinde kısmen oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Sayın Daire çoğunluğu ile uyuşmazlığımız sanıkların eylemlerinin 5607 sayılı Kanun’un 3/1. maddesinde düzenlenen eşyayı gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın yurda sokma suçunu mu, yoksa 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 238/1. maddesinde düzenlenen geçici ithalat rejimi kurallarına aykırı davranmak kabahatini mi oluşturduğuna ilişkindir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 01/03/2022 gün ve 2018/7-131-2022/139 sayılı kararında da izah edildiği üzere;
Suç tarihinde yürürlükte olan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 4. fıkrasına göre; “Belli bir amaç için kullanılmak veya işlenmek üzere ülkeye geçici ithalat ve dahilde işleme rejimi çerçevesinde getirilen eşyayı, hile ile yurt dışına çıkarmış gibi işlem yapan kişi, ... cezalandırılır.”
Bu fıkrada tanımlanan suç konusu eşya, belli bir amaç için kullanılmak veya işlenmek üzere ülkeye geçici ithalat veya dahilde işleme rejimi çerçevesinde getirilen eşyadır. Bu suçun maddi unsurunu belli bir amaç için kullanmak veya işlenmek üzere dahilde işleme rejimi veya geçici ithalat rejimi kapsamında ithal edilen eşyayı hile ile yurt dışına çıkartmış gibi işlem yapma hareketi oluşturmaktadır.
Geçici ithalat rejimi, 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 128-134. maddelerinde, bu rejimin işleyişine ilişkin esaslar ise, Gümrük Yönetmeliği’nin 376-394. maddelerinde düzenlenmiştir.
Gümrük Kanunu’nun 128. maddesinde geçici ithalat rejimi şu şekilde tanımlanmıştır:
“Geçici ithalat rejimi, serbest dolaşıma girmemiş eşyanın ithalat vergilerinden tamamen ya da kısmen muaf olarak ve ticaret politikası önlemlerine tabi tutulmaksızın, Türkiye Gümrük Bölgesi içinde kullanılması ve bu kullanım sırasındaki olağan yıpranma dışında, herhangi bir değişikliğe uğramaksızın yeniden ihracına olanak sağlayan hükümlerin uygulandığı rejimdir.”
Bu düzenleme ile Gümrük Yönetmeliği’nin 379. maddesi birlikte değerlendirildiğinde; eşyanın rejim altında kalma süresi Cumhurbaşkanı tarafından belirlenen özel süreler ile Gümrük Yönetmeliği’nin 380. maddesinde düzenlenen süre uzatım hâlleri saklı kalmak kaydıyla 24 ayı aşmamak şartıyla gümrük idaresince düzenlenir.
Bu aşamada geçici ithal edilen eşyanın ayniyeti konusu üzerinde durulması gerekmektedir.
Gümrük Yönetmeliği’nin “ Geçici ithal edilen eşyanın ayniyeti” başlıklı 381. maddesi;
“(1) Geçici ithaline izin verilen eşya, rejim altında kaldığı süre içinde giriş ayniyetine ve tahsis amacına uygun olarak tahsis edildiği yerde kullanılmak zorundadır.
(2) Rejim kapsamındaki eşya, giriş ayniyetini korumaya yönelik olağan bakım faaliyetleri dışında başka bir işleme tabi tutulamaz.
(3) Gümrük idareleri rejim süresi içerisinde değişik aralıklarla eşyanın tahsis yerinde, tahsis amacına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığını denetleme hakkına sahiptir.” biçiminde düzenlenmiş olup bu düzenlemeye göre geçici ithalat rejimi kapsamında getirilen eşya, getirildiği şekli ile kullanıldıktan sonra kullanım sırasında meydana gelen olağan yıpranma dışında herhangi bir değişiklik yapılmadan süresi bittiğinde ihraç edilmelidir.
Dahilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ile geçici ithalat rejimine ilişkin hükümlerin ihlalinin kabahat fiili olarak düzenlendiği Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi üzerinde durulması da önem arz etmektedir.
Suç tarihinde yürürlükte bulunan Gümrük Kanunu’nun 238. maddesi;
“241 inci maddenin üçüncü fıkrasının (h), (l) ve (m) bentleri, dördüncü fıkrasının (g) ve (h) bentleri ile beşinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen durumlar hariç, dâhilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ile geçici ithalat rejimine ilişkin hükümlerin ihlali halinde eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı, tam muafiyet suretiyle geçici olarak ithal edilen özel kullanıma mahsus taşıtlar için gümrük vergileri tutarının dörtte biri oranında para cezası verilir. Ancak, dâhilde işleme rejimi kapsamı ithal eşyasının, işleme faaliyetindeki hali veya işlem görmüş ürün hali de dahil olmak üzere rejim çerçevesinde izin verilen yerlerde tespiti halinde, ithal eşyasının gümrük vergileri tutarının iki katı oranında para cezası verilir. Bu cezanın ödeme süresi içinde eşyanın gümrükçe onaylanmış başka bir işlem veya kullanıma tabi tutulmaması halinde eşyanın gümrük vergileri tutarında para cezası tahsil edilir.
Bu maddede yer alan kabahat fiilinin maddi unsurun, dâhilde işleme rejimi, gümrük kontrolü altında işleme rejimi ile geçici ithalat rejimlerinden birine tabi tutulmuş eşyaya ilişkin olarak ilgili rejim hükümleri kapsamında yapılması gerekenleri yapmamak veya yapılmaması gerekenleri yapmak eylemleri oluşturmaktadır. Örneğin giriş esnasında geçici ithalat rejimi hükümlerine uygun olarak yurda getirilen aracı süresinde yurt dışına çıkartmamak veya girişte geçici ithalat rejimi hükümlerine uygun olarak yurda getirilen aracın ayniyetinde değişiklik yapmak fiilin maddi unsurunu oluşturmaktadır. Öte yandan bu maddede kabahat olarak tanımlanan fiil aynı zamanda suç da oluşturabilir. Örneğin geçici ithalat ve dahilde işleme rejimi hükümleri, bu rejimler kapsamında getirilen eşyayı hileli işlemle yurt dışına çıkarmış gibi göstermek hareketiyle de ihlal edilebilir. Bu durumda 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 4. fıkrasındaki suç ile bu madde kapsamındaki kabahat de işlenmiş olacak, ancak 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 15. maddesinin 3. fıkrası uyarınca sadece suçtan dolayı ceza verilecektir. Kabahatler Kanunu’nun 18. maddesine göre kabahatin konusunu oluşturan veya işlenmesi suretiyle elde edilen eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirilmesine ancak kanunda açık hüküm bulunan hâllerde karar verilebilir. Sözü edilen gümrük rejimleri konusu eşyanın mülkiyetinin kamuya geçirileceğine ilişkin Gümrük Kanunu’nda bir düzenleme bulunmamaktadır. Bu nedenle bu madde kapsamına giren eşya hakkında mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilemez. Geçici ithalat, dâhilde işleme ve gümrük kontrolü altında işleme rejimi hükümlerinin fıkra kapsamında ihlal edildiği tarih kabahat fiilinin işlendiği tarih olup soruşturma zamanaşımı süresi de bu tarihe göre 5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca belirlenmelidir.
Uyuşmazlık konusuyla ilgisi bakımından suç tarihinde yürürlükte olan 6545 sayılı Kanun ile değişik 5607 sayılı Kanun’un 3. maddesinin 1. fıkrasında yer alan düzenlemeye de değinilmesi önem arz etmektedir.
Anılan madde metni şu şekildedir:
“Eşyayı, gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın ülkeye sokan kişi ... cezalandırılır. Eşyanın, gümrük kapıları dışından ülkeye sokulması halinde, verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılır.”
Buna göre, bir eşyanın kaçakçılık fiiline konu olabilmesi için gümrük işlemine tabi tutulmadan yurda ithal edilmesi gerekmektedir. Suçun oluşumunda önem arz eden gümrük işlemlerinden, ithal ya da ihraç edilecek eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işleme veya kullanıma tabi tutulması anlaşılmalıdır.
5607 sayılı Kanun'da “Gümrük işlemi” kavramına ilişkin bir tanım yer almamakla birlikte mülga edilen 4926 sayılı Kanun'un “Tanımlar” başlıklı ikinci maddesi gümrük işlemi kavramını “Gümrük idarelerince, gümrük mevzuatı ve ilgili diğer mevzuat gereğince yapılan işlemleri ifade eder.” şeklinde tanımlamıştır. Bu tanıma göre gümrük işlemi, bir eşyanın gümrük idareleri tarafından gerek gümrük mevzuatı gerekse ilgili mevzuatlar çerçevesinde onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması için gerekli tüm işlemlerdir. Türkiye Cumhuriyeti gümrük bölgesine getirilen eşya, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulması sonrasında ülkeye sokulabilecektir.
İthalattaki gümrük işlemleri ile ilgili olarak; 4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun 33. maddesinde Türkiye Gümrük Bölgesine giriş ve çıkışların gümrük kapılarından yapılabileceği, 34. maddesinin birinci fıkrasında Türkiye Gümrük Bölgesine giren veya çıkan taşıtların gümrük gözetimine tabi olduğu ve yürürlükteki hükümlere uygun olarak, gümrük idareleri tarafından denetleneceği, 36. maddesinin birinci fıkrasında Türkiye Gümrük Bölgesine getirilen eşyanın, girişinden itibaren gümrük gözetimine tabi olduğu ve yürürlükteki hükümlere uygun olarak gümrük idareleri tarafından denetleneceği hüküm altına alınmıştır.
Gelinen aşamada sanıklar hakkında kaçak eşyayı ticari amaçla bulundurma suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında sanığa isnat edilen fiillerinin suç olmaktan çıkarılıp kabahat eylemine dönüştürülmesi nedeniyle Yerel Mahkemece, isnat edilen suçtan beraat kararı verilmesi ve bu bağlamda, kabahat eylemi nedeniyle de idari yaptırım kararı uygulaması gerekmektedir.
Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Dava konusu olan üç adet otomobilin Bulgaristan ülkesinden Türkiye'ye ne şekilde getirildiğine dair dosyaya yansıyan herhangi bir delil bulunmadığı, araçların yurda yasal yollardan getirilmiş olma ihtimalinin bulunduğu, bu durumun aksini ispatlayan kesin bir delile ulaşılamadığı, araçların yurda getirilişleri sırasında düzenlenmiş bulunan ve içeriği sahte olan herhangi bir gümrük beyannamesinin ele geçmediği, öte yandan dava konusu araçların giriş ayniyetlerine sahip oldukları araçların millileştirilmedikleri ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20. maddesi gereğince geçerli bir tescillerinin de olmadığı, parça değişikliklerinin olmadığı hali hazırda yasaya aykırılığın, dava konusu olan araçların yasal süresi geçirildiği halde yurt içinde tutulmasından ibaret olduğu, bu durumun ise idari işlemlerle hallinin gerektiği ve sanıkların beraati gerektiğinden kaçakçılık suçu yönünden sayın çoğunluğun kararına iştirak etmiyorum. 26/10/2022